Had suçları denince akla öncelikle zina suçu gelmektedir. Zira bazı Hanefi fürû fıkıh eserlerinde kitâbü’l-hudûd başlığı altında sadece zina haddi işlenmiş, örneğin hırsızlık ve kazf gibi diğer hadler kitâbü’s-serika ve kitâbu’l-kazf şeklinde müstakil başlıklar altında ele alınmıştır. Bilindiği üzere klasik dönemde bir suçun ispatı ikrar ve beyyine olmak üzere iki şekilde yapılırdı. İkrar, kişinin kendi aleyhine olmak üzere beyanda bulunması iken beyyine, şahitlik ile eşanlamlı kabul edilmiştir. İslam hukukunda zina haddi dışındaki tüm hukuk ve ceza davalarında hakkın veya suçun sübût bulabilmesi için kişinin ikrarı veya iki kişinin şahitliği yeterliyken zina haddi davasında şahitlik ve ikrarın sayısı Şâri‘ tarafından dört ikrar/şahit olarak belirlenmiştir. Şahitler ve mukırrin, ikrar ve şahitliklerinin kabulü ile ilgili doktrinde çeşitli şartlar bulunmakla birlikte ayrıca muhakeme sürecinde hâkimin, suçun sübût bulup bulmadığını tespit edebilmesi için şahitlere ve mukirre zinanın ne olduğu, zina suçunu teşkil eden fiilin nasıl gerçekleştiği, kiminle zina ettiği, zinanın ne zaman ve nerede gerçekleştiğine dair beş soru sorulur. Bu beş soru genel olarak üç ana başlık altında ele alınmıştır. Zinanın mahiyetine dair soruşturma evresinde zinanın ne olduğu ve şahitler veya mukir tarafından nasıl tanımlandığının bilinmesi amaçlanmaktadır. Zira şahitler veya mukir zina haddini gerektirecek olan zinayı bilmiyor veya zina olmayan bir durumu zina zannediyor olabilir. Tüm bu tereddütlerin giderilmesi ve suçun sübut bulup bulmadığının tespit edilebilmesi için zinanın doğru olarak tanımlanması gerekir. Ayrıca mezheplerin zina tanımları da burada önem arz etmektedir. Doktrinde farklı mezhep müntesiplerinin zina tanımları da birbirinden farklı olduğu için bu durum şüphe meydana getirecek ve zina haddi düşecektir. Zinanın keyfiyetine dair soruşturma safhasında ise zina fiilinin gerçekleşme şeklinin şahitler veya mukir tarafından detaylı bir şekilde tasvir edilmesi istenmektedir. Öyle ki fiil hiçbir şüpheye mahal bırakmayacak şekilde ayan beyan anlatılmalıdır. Şahitler veya mukir Hz. Peygamberin rivayetinde tasvir ettiği gibi şahitlikte veya ikrarda bulunmalıdır. Başka bir ifade ile keyfiyet soruşturmasında suçun unsurlarının somut olayda bulunup bulunmadığı kontrol edilir. Üçüncü soruşturma safhası ise zinanın kişi, yer ve zaman açısından soruşturulmasıdır. Kişi soruşturması fürû fıkıhta mezniyet soruşturması olarak da ifade edilmektedir. Mezniyet soruşturmasında şahitler veya mukırden kiminle zina ettiğini açıklaması istenir. Zina edilen şahsın bilinmemesi veya şahitler veya mukirin zina edilen şahsın ismini vermekten imtina etmeleri durumunda had cezası uygulanamamaktadır. Zinanın kişi bakımından soruşturulmasında en önemli sebep, zina edilen şahıs ile zina eden arasında zina haddini düşürecek bir yakınlığın bulunabilme ihtimalidir. Kişi kendi karısı veya mülkiyetinde olan bir kimse ile cinsel birliktelik yaşamış, şahitler ise bunu bilmiyor olabilirler. Bu durumda fiil, zina olmaktan çıkacaktır. Zinanın zaman bakımından soruşturulması ise zamanaşımı açısından önem taşımaktadır. Şayet zina fiili ile şahitlerin mahkemeye başvurması arasında belli bir zaman geçmişse bu durumda zina haddi düşmektedir. Zinanın yer bakımından soruşturulması ise Hanefîler açısından önem taşımaktadır. İslam ülkesi sınırları dışında meydana gelen zina suçu soruşturulamayacak ve vuku bulmuşsa bile had cezası ifa edilemeyecektir. Zira Hanefîler dârulharpte meydana gelen suçlarda devlet başkanının herhangi bir yetkisinin olmadığı kanaatindedir. Onlara göre devlet başkanının yetkisi İslam ülkesi sınırları ile mahduttur. Üç ana başlık altında ele aldığımız bu beş sorunun sorulmasıyla suçun sübût bulup bulmadığının tespit edilmesi ve ayrıca olayın vukunda şüphe meydana getirerek had davasının düşürülmesi amaçlanmaktadır. Zira Allah hakkı olarak kabul edilen hadlerin Şârî’ tarafından setredilmesi tavsiye edilmiştir.
When it comes to hadd crimes, the first thing that comes to mind is the crime of adultery. Because, in some Hanafi fiqh works, only the hadd of adultery was handled under the title of “kitab al-hudud”, other hadds such as theft and slander (qazf) were discussed under separate headings such as “kitab as-sariqa” and “kitab al-qazf”. As it is known, in the classical period, the proof of a crime was done in two ways: confession (iqrar) and proof (bayyinah). While confession is a statement against one's own detriment, it has been considered synonymous with witnessing. In Islamic law, in all civil and criminal cases except for the hadd of fornication, the confession of the person or the testimony of two persons is sufficient for the right or the crime to be confirmed, while the number of witnessing and confessions in the case of adultery hadd is determined as four confessions/witnesses. Although there are various conditions in the doctrine regarding the acceptance of confessions and testimonies of witnesses and confessors (muqirs), to determine whether the crime has been proven or not, the judge must also use witnesses and the confessor to determine what adultery is, how the act constituting the crime of adultery took place, with whom he/she committed adultery, when and where the adultery was committed. Five questions are asked about where it takes place. These five questions are generally discussed under three main headings. In the investigation phase about the nature of adultery, it is aimed to know what adultery is and how the witnesses or the muqir defines it. Because the witnesses or the muqir may not know the adultery that will necessitate adultery, or they may think that a situation that is not adultery is adultery. Adultery must be defined correctly to eliminate all these ambiguities and to determine whether the crime has been confirmed or not. In addition, the definitions of adultery by the schools are also important here. Since the definitions of adultery by adherents of different sects are different from each other in the doctrine, this situation will create suspicion and the limit for adultery will decrease. In the investigation phase regarding the nature of adultery, it is required that the witnesses or the muqir describe in detail the realization of the act of adultery. So much so that the act should be explained clearly, leaving no room for doubt. Witnesses or mukirs should give testimony or confession as described in the narration of the Prophet Muhammad. In other words, in the arbitrary investigation, it is checked whether the elements of the crime are present in the concrete incident. The third stage of investigation is the investigation of adultery in terms of person, place, and time. The investigation of the person is also expressed as the investigation of mazniyyah in fiqh. Witnesses or muqirs are asked to explain with whom they committed adultery. The hudud penalty cannot be applied if the adulterers are unknown or if the witnesses or the muqirs refrain from naming the adulterers. The most important reason for investigating adultery in terms of a person is the possibility that there may be a closeness between the adulterer and that would lower the level of adultery. The person may have had sexual intercourse with his wife or a person in his possession, and the witnesses may not know this. In this case, the act will cease to be adultery. Investigation of adultery in terms of time is important in terms of the statute of limitations. If a certain period has passed between the act of adultery and the application of the witnesses to the court, then the adultery limit is reduced. The investigation of adultery in terms of place is important for Hanafis. The crime of adultery occurring outside the borders of the Islamic country cannot be investigated, and even if it does happen, the hudud punishment cannot be executed. Because Hanafis believe that the head of state does not have any authority in the crimes that occur in the dar al-harp. According to them, the authority of the head of state is limited to the borders of the Islamic country. It is aimed to determine whether the crime has been confirmed by asking these five questions, which we have discussed under three main headings, and also to drop the hadd case by creating suspicion in the event’s occurence. Because it is recommended that the hadds, which are accepted as the right of Allah, be set by Shari.
Primary Language | Turkish |
---|---|
Subjects | Religion, Society and Culture Studies |
Journal Section | Research Article |
Authors | |
Publication Date | June 30, 2022 |
Acceptance Date | June 9, 2022 |
Published in Issue | Year 2022Volume: 22 Issue: 1 |
This work is licensed under a Creative Commons Attribution-NonCommercial 4.0 International License.