With the migration of the Prophet from Mecca to Medina, Muslims gathered their forces and organized and established their state. Until the death of the Prophet, they succeeded in eliminating destructive threats to this state from inside and outside. Thus, with the migration, Islam went beyond the lands where it was born and spread throughout the Arabian Peninsula in a short time. Muslims made serious progress in a short time and spread over a wide geography, and one of the most important problems in this process was the search for a way of life compatible with Islam. Especially after the conquest of Mecca, people in the Peninsula flocked to Islam and became Muslims. These new Muslims benefited from the Quran to understand it until the Prophet passed away. However, after the death of the Prophet, they tried to fill the existing gap by taking the generation of the companions who knew the Quran best as an example. In this respect, the Period of the Four Caliphs, which constitutes an important example for the Islamic society, has a great meaning for the Islamic society. For this reason, great importance has been given to teaching and understanding this period in a healthy way at all levels of Islamic education. A strong literature has been created covering every aspect of this period. In addition, Muslims think that the basis of many deep divisions lies in this period. Because Muslims witnessed their first bloody wars among themselves during this period. The Period of the Four Caliphs constitutes an important subject of Islamic History courses in the Faculties of Theology, with the idea of preparing the ground for discussing and discussing this period on an academic basis. It is also obvious that the course content and outcomes concern an important group of students who have the potential to guide religious issues in society. Especially recent studies on the Four Caliphs Period indicate that the period witnessed an important sociocultural transformation. This transformation is similar to many periods in history. Therefore, the reasons and consequences of this transformation are of great importance. Of course, the main point is that this period was very important for the Muslims who came later. Because it is seen that many events that took place in later periods are evaluated with reference to this period. For this reason, it is necessary to determine the method and student perception that should be followed in order to explain and understand this period. For this reason, it became necessary to conduct a field research to determine students' perceptions of the period regarding a study focusing on their situation. Islamic History course is a compulsory course within the curriculum of Faculties of Theology. Although there are differences in the number of course hours between faculties, they are similar in content. In addition, due to the sensitive nature of the topics covered in the course, it is of great importance to review the teaching principles and methods. Perhaps one of the issues that makes our study unique is that Islamic History courses do not have much place on the agenda of researchers. On the other hand, although some perception scales have been applied to different courses in the curriculum of the Faculties of Theology, such a deficiency is noticeable regarding the Islamic History courses, which is a compulsory course. The aim of this study is to fill this gap. In the relevant field research, the Four Caliphs Period Data Collection Tool (DHVA) consisting of 55 items and the Four Caliphs Period Perception Scale (DHÖ) consisting of 18 items, prepared based on the different course contents in the theology curriculum, were used. A descriptive analysis of the data obtained with DHVA was performed. As a result of these analyses, it was determined that theology students learned values that included more positive features about the four caliphs, that the four caliphs were role models for the students, and that each caliph stood out more with some of their characteristics. The relationship of the data obtained with WHO with age, gender, socio-economic level and class level variables was determined using parametric tests. Accordingly, it was understood that students' perceptions of the four caliphs differed according to age. It was also observed that there was no significant difference with other independent variables.
This study was conducted in accordance with the permission dated 05.04.2023 and numbered E-50288587-050.01.04-151120 given by Giresun University Social Sciences, Science, and Engineering Research Ethics Committee.
I would like to express my gratitude to Assoc. Prof. Dr. Hüseyin Algur for his contributions in the preparation of the survey questions, data entry and evaluation.
Hz. Peygamber’in Mekke’den Medine’ye hicretiyle birlikte Müslümanlar, güçlerini toplamış ve organize olarak devletlerini kurmuşlardır. Hz. Peygamber vefat edene kadar da bu devlete yönelik içerden ve dışardan yıkıcı tehditleri bertaraf etmeye muvaffak olmuşlardır. Böylece İslâm, hicretle birlikte doğduğu toprakların dışına çıkmış ve kısa zamanda Arap Yarımadası’nın geneline yayılmıştır. Müslümanlar, kısa sürede ciddi bir ilerleme kaydederek geniş bir coğrafyaya yayılmış ve bu süreçte en önemli problemlerden biri, İslâm’a uygun bir yaşam biçimi bulma arayışı olmuştur. Özellikle Mekke’nin fethinden sonra Yarımada’daki insanlar akın akın İslâm dinini benimseyerek Müslüman olmuşlardır. Bu yeni Müslümanlar, Hz. Peygamber vefat edene kadar Kur’an’ı anlamak için ondan istifade etmişlerdir. Ancak Hz. Peygamber’in vefatının ardından da Kur’an’ı en iyi bilen sahâbe neslini örnek alarak mevcut boşluğu doldurmaya çalışmışlardır. Bu doğrultuda İslâm toplumu için önemli bir örneklik teşkil eden Dört Halife Dönemi İslâm toplumu için büyük bir anlam taşımaktadır. Bunun içindir ki İslâmî eğitimin her kademesinde bu dönemin sağlıklı bir şekilde öğretilmesine ve anlaşılmasına büyük önem verilmiştir. Bu döneme ilişkin her yönüyle ele alan güçlü bir literatür oluşturulmuştur. Ayrıca Müslümanlar birçok derin ayrılıkların temelinin bu dönemin içerisinde yer aldığını düşünmektedir. Çünkü Müslümanlar kendi aralarında yaptıkları ilk kanlı savaşlara bu dönemde şahit olmuşlardır. Bu dönemin akademik bir zeminde konuşulması, tartışılması gibi hususlara zemin hazırlamak düşüncesiyle Dört Halife Dönemi, İlahiyat Fakültelerinde İslâm Tarihi derslerinin önemli bir konusunu teşkil etmektedir. Ders içeriğinin ve çıktılarının toplum içerisinde dinî konularda rehberlik edecek potansiyele sahip önemli bir öğrenci grubunu ilgilendirdiği de aşikârdır. Özellikle son dönemde Dört Halife Dönemi’ne ilişkin yapılan çalışmalar dönemin sosyo-kültürel açıdan önemli bir dönüşüme sahne olduğunu ifade etmektedir. Bu dönüşüm tarihin birçok dönemi ile benzerlik de göstermektedir. Dolayısıyla bu dönüşümün sebepleri, sonuçları büyük önem arz etmektedir. Elbette asıl husus bu dönemin sonradan gelen Müslümanlar için çok önemli olmasıdır. Zira sonraki dönemlerde meydana gelen birçok olayın bu döneme atıf yapılarak değerlendirildiği görülür. Bu nedenle bu dönemin anlatılması ve anlaşılması için izlenmesi gereken yöntemi ve öğrenci algısını tespit etmek gerekmektedir. Bu nedenle, öğrencilerin durumunu konu edinen bir çalışma ile ilgili döneme dair algılarının tespitine yönelik bir alan araştırması yapmak zarureti ortaya çıkmıştır. İslâm Tarihi dersi İlahiyat Fakültelerinin müfredatı içerisinde zorunlu bir derstir. Fakülteler arasında ders saati sayısında farklılıklar mevcut olsa da içerik olarak birbirine benzemektedir. Ayrıca dersin ele aldığı konuların hassas oluşu sebebiyle öğretim ilke ve yöntemlerini gözden geçirmek büyük önem taşımaktadır. Belki de çalışmamızı özgün kılan hususların başında İslâm Tarihi derslerinin araştırmacıların gündeminde fazlaca yer tutmadığı görülmektedir. Diğer yandan İlahiyat Fakültelerinin ders müfredatı içerisinde yer alan farklı derslere ilişkin bazı algı ölçekleri uygulanmış olmasına rağmen zorunlu bir ders olan İslâm Tarihi derslerine ilişkin böylesi bir eksiklik göze çarpmaktadır. Bu çalışma ile hedeflenen ise bu boşluğu doldurmaktır. İlgili alan araştırmasında ilahiyat müfredatı içerisinde yer alan farklı ders içeriklerinden hareketle hazırlanan 55 maddelik Dört Halife Dönemi Veri Toplama Aracı (DHVA) ve 18 maddeden oluşan Dört Halife Dönemi Algı Ölçeği (DHÖ) kullanılmıştır. DHVA ile elde edilen verilerin betimsel analizi yapılmıştır. Bu analizler neticesinde ilahiyat öğrencilerinin dört halife ile ilgili daha çok olumlu özellikleri ihtiva eden değerleri öğrendiği, dört halifenin öğrenciler için birer rol model olduğu ve her bir halifenin bazı özellikleriyle daha fazla ön plana çıktığı saptanmıştır. DHÖ ile elde edilen verilerin yaş, cinsiyet, sosyo-ekonomik düzey ve sınıf düzeyi değişkenleri ile ilişkisi parametrik testler kullanılarak tespit edilmiştir. Buna göre öğrencilerin dört halife algılarının yaşa göre farklılaştığı anlaşılmıştır. Diğer bağımsız değişkenler ile anlamlı bir farklılaşma olmadığı da görülmüştür.
Bu çalışma, Giresun Üniversitesi Sosyal Bilimler Fen ve Mühendislik Bilimleri Araştırmaları Etik Kurulu tarafından verilen 05.04.2023 tarih ve E-50288587-050.01.04-151120 sayılı izin doğrultusunda yürütülmüştür.
Anket sorularının hazırlanmasında, verilerin girişinde ve değerlendirilmesinde verdiği katkılardan dolayı Doç. Dr. Hüseyin Algur'a şükranlarımı sunarım.
Primary Language | Turkish |
---|---|
Subjects | Religious Studies (Other) |
Journal Section | Research Article |
Authors | |
Publication Date | December 30, 2024 |
Submission Date | March 6, 2024 |
Acceptance Date | June 5, 2024 |
Published in Issue | Year 2024Volume: 24 Issue: 2 |
This work is licensed under a Creative Commons Attribution-NonCommercial 4.0 International License.