Oryantalist yaklaşımlar genellikle, İslam'ın doğuşunun Hicaz bölgesinde ilk nesil ile birlikte gerçekleşmiş olsa da İslam'ın dinî ve medeniyet olarak gelişiminin tam anlamıyla Abbâsîler döneminde diğer medeniyetlerle etkileşime girmesiyle başladığını iddia etmektedir. Bu bakış açısına göre sahâbe saf bir inanca sahiptir ve onların dünyasında ilim değil, pratik bir dinî yaşam ön plandadır. Ancak bu genel indirgemeci kabul, İslam’ın bir medeniyet olarak doğduğu, geliştiği ve gerilediği yönündeki ilerlemeci bir tarih anlayışının yanılsamasıdır ve İslâm’ın kendi perspektifindeki serüvenle örtüşmemektedir.
Abdullah b. Ömer (ra), İslam’ın ilk döneminde yaşamış önemli bir şahsiyettir. Ticaret ve sefaret konusunda öne çıkan bir aileden gelen Abdullah b. Ömer (ra), Hz. Peygamber (sas) döneminde genç yaşta orduya katılma izni almış ve Hendek Savaşı’ndan itibaren birçok önemli savaşa iştirak etmiştir. Sahâbe olarak Abdullah b. Ömer’in (ra) hayatı, ilmî ve askerî faaliyetlerle dolu bir seyir izlemiş; Arabistan, Şam, Anadolu, Irak, Orta Asya, Mısır ve Doğu Afrika’da bulunmuştur. Abdullah b. Ömer, yalnızca savaşlar için değil, aynı zamanda dini tebliğ ve irşad faaliyetleriyle de bu geniş coğrafyalarda uzun süreler kalmış ve bölge halklarıyla temas kurmuştur.
Abdullah b. Ömer’in (ra) bulunduğu coğrafyalar, dönemin en önemli kültürel ve dinî çeşitliliğini barındıran bölgelerdi. Bu bölgelerde Ya'kûbî, Nestûrî ve Melkâî Hristiyanlar, Yahudiler, Budistler, Sâbiîler, Mazdeistler, Maniheistler ve Animistler gibi çeşitli inanç mensupları yaşamaktaydı. Abdullah b. Ömer, bu inanç gruplarıyla doğrudan olmasa da dolaylı olarak temas halinde olmuş, onların inanç ve düşünce sistemleriyle karşılaşmıştır. Özellikle Irak, Hristiyanlık ve Zerdüştlük gibi dinlerin bir arada bulunduğu bir bölge olarak dikkat çekmektedir. Nestûrî Hristiyanlar, Sâsânî İmparatorluğu’nun son dönemlerinde bölgede etkin bir şekilde varlıklarını sürdürmüşlerdir. Abdullah b. Ömer (ra), İslam fetihleri sırasında bu bölgelerde bulunmuş ve Mecûsîlerle aynı pazarlarda alışveriş yapmıştır. Bu durum, sahâbenin farklı inançlarla günlük yaşamda bile etkileşim içinde olduğunu gösteren önemli bir örnektir.
Şam bölgesinde ise Ya'kûbî Hristiyanları, Yahudiler ve diğer din mensupları yaşamaktaydı. Abdullah b. Ömer’in (ra) bu bölgelerde geçirdiği zaman diliminde farklı inançlarla karşılaşması, onun dinî düşüncelerine ve fetvalarına da yansımıştır. Örneğin, ehl-i kitaptan olan kadınlarla evlilik konusunda yaygın olan mübahlık görüşüne karşın ihtiyatlı bir tutum sergilemiştir. Mecûsîler arasından Zurvanizm isimli bir mezhebin ortaya çıkmasına etki eden kader anlayışları gibi konularla ilgili sorulara Abdullah b. Ömer'in (ra) verdiği tepkiler, sahâbenin o günkü yaşanılan dünyaya dair düşünce ve tecrübelerini derinlemesine araştırma ihtiyacını ortaya çıkarmaktadır.
Abdullah b. Ömer (ra) aktif bir hayat sürdürmüş, fitne dönemi haricinde birçok fetih ve harekâta katılmıştır. Onun hayatı, ilk dönem İslam tarihinde Müslümanların -özellikle sahâbîlerin- karşılaştığı farklı toplumları ve bu toplumlarla etkileşimlerini gözler önüne sermesi açısından önemlidir. Bu çalışmanın hedefi, Abdullah b. Ömer’in seyahat ettiği coğrafyaları ve karşılaşmış olabileceği insan kitlelerini ortaya koymak suretiyle, İslâm’ın ilk nesli olan sahâbenin hareketlilik tarihine katkıda bulunmak ve seferber oldukları bölgelerin siyasi, dinî ve içtimai haritasını çıkarmaya bir örneklem teşkil etmektir. Bundan dolayı bu çalışmada önce Abdullah b. Ömer’in çıktığı seyahatler kaynaklardan yola çıkarak zikredilmiş; ardından bu coğrafyalarda o dönemde var olan topluluklar çeşitli yönleriyle ele alınmıştır. Bu çalışma, Abdullah b. Ömer'in çeşitli sebeplerle gerçekleştirdiği seyahatlerden hareketle, sahâbîlerin yalnızca Arabistan Yarımadası ile sınırlı kalmadıklarını; aksine, geniş bir coğrafyada farklı inanç ve kültürlerle etkileşimde bulunduklarını ortaya koymayı hedeflemektedir.
Orientalist approaches generally and broadly suggest that while the birth of Islam took place with the first generation in the Ḥijāz region, its development as both a religion and a civilization only began during the Abbasid period when it encountered other civilizations. This view is supported by the claim that the Companions held a pure faith, focused not on knowledge but on practical religious life. However, this general reductive acceptance reflects an illusory progressive historical understanding that Islam was born, developed, and declined as a civilization and does not correspond with Islam’s own trajectory. This study aims to demonstrate that the Companions, far from being confined to Arabia, engaged with various beliefs and cultures across a vast geographic expanse, taking ʿAbd Allāh b. ʿUmar’s travels for various reasons as a point of departure.
ʿAbd Allāh b. ʿUmar (RA) was an important figure who lived during the early period of Islam. Coming from a family prominent in trade and diplomacy, ʿAbd Allāh b. ʿUmar (RA) was permitted to join the army at a young age during the Prophet’s (PBUH) era and participated in many significant battles, starting with the Ghazwat al-Khandaq (Battle of the Trench). As a Ṣaḥābī, ʿAbd Allāh b. ʿUmar (RA) led a life filled with scholarly and military activities, traveling to Arabia, Bilād al-Shām (Greater Syria), Anatolia, Iraq, Central Asia, Egypt, and East Africa. He remained in these regions not only for wars but also for religious preaching and guidance, establishing contact with the local populations.
The regions where ʿAbd Allāh b. ʿUmar (RA) traveled were among the most culturally and religiously diverse of the time. These areas were home to groups such as Jacobite, Nestorian, and Melkite Christians, Jews, Buddhists, Sabians, Mazdaeans, Manichaeans, and Animists. Although his contact with these groups may have been indirect, he encountered their belief and thought systems. Iraq stands out as a region where Christianity and Zoroastrianism coexisted. Nestorian Christians maintained a strong presence during the late Sasanian Empire. During the Islamic conquests, ʿAbd Allāh b. ʿUmar (RA) frequented these regions and engaged in trade in the same markets as the Majūs (Zoroastrians). This interaction shows that the Companions were engaged with different faiths even in their daily lives.
In the Bilād al-Shām region, Jacobite Christians, Jews, and other religious groups coexisted. ʿAbd Allāh b. ʿUmar’s time in these regions and his encounters with different beliefs were reflected in his religious thought and fatāwā. For example, he adopted a cautious stance on marriage with women from the Ahl al-Kitāb, diverging from traditional views. His responses to questions about issues such as Zurvanism, a sect within Mazdaism that influenced concepts of fate, demonstrate the need to explore in depth the connections the Companions had with the world they lived in.
ʿAbd Allāh b. ʿUmar (RA) lived an active life in his time, participating in many conquests and campaigns, except during the periods of internal strife. In this respect, he traveled to nearly every region that the broader Companions reached, providing an important perspective on the diverse societies encountered by Muslims, especially the Companions, during the early Islamic period. The goal of this study is to map out the regions ʿAbd Allāh b. ʿUmar visited and the communities he may have encountered, contributing to the history of Companions mobility and offering a case study for the political, religious, and social landscape of the areas they traversed. Therefore, this study first outlines ʿAbd Allāh b. ʿUmar’s travels based on historical sources and then examines the communities that existed in these regions during that time.
Primary Language | Turkish |
---|---|
Subjects | Islamic Studies (Other) |
Journal Section | Research Article |
Authors | |
Early Pub Date | June 30, 2025 |
Publication Date | June 30, 2025 |
Submission Date | September 26, 2024 |
Acceptance Date | November 20, 2024 |
Published in Issue | Year 2025Volume: 25 Issue: 1 |
This work is licensed under a Creative Commons Attribution-NonCommercial 4.0 International License.