İnsan, sosyal bir varlık olması sebebiyle başta diğer insanlar olmak üzere çevresindeki canlılarla iletişim kurma ihtiyacı ile doğar. İnsanlık tarihinin değişmez olgusu olan dil ise iletişimin en önemli unsurlarındandır. Geçmişten günümüze bireyler ve toplumlar iletişimlerini sözlü ve yazılı dil ile gerçekleştirmişlerdir. Dil aracılığıyla iletişime geçen insanlar, birbirlerinin kültürlerine, inançlarına ve ürettikleri bilime dair aktarımda bulunarak gelişme kaydetmişlerdir. Dolayısıyla bir dili bilmek demek, o dili konuşan toplumla ve o toplumun bireyleriyle iletişime geçmek, kültürel anlamda onlardan bir şeyler almak ve onlara bir şeyler vermek demektir. Bu sebeple tarih boyunca dil, her zaman üzerinde düşünülen, öğrenilmesi ve öğretilmesi elzem unsurlardan olmuştur.
Arap dili, İngilizceden sonra kendi toplumu dışında konuşulan ikinci büyük dildir. Bunun en önemli sebebi ise İslam dininin kutsal kitabı olan Kur’ân-ı Kerîm’in dilinin Arapça olması ve bu dine mensup kişilerin, dinlerini daha iyi bilmek ve yaşamak adına Arapça eğitimine yönelmesidir. Akademik olarak İslamî ilimlerle ilgilenenler için Arap dili olmazsa olmazdır. Arapça bilmeden din ilimlerinde ilerlemenin, konu ile bağlantılı kaynakları doğru anlamanın ve yorumlamanın mümkün olmayacağı düşünülmektedir.
Ülkemizde Arapça, resmî ve gayri resmî medreselerin yanında İmam Hatip Liseleri ve İlahiyat/İslamî İlimler Fakültelerinde yaygın olarak öğretilmektedir. Lise kademesinde, genel olarak yükseköğretimde ilgili alanda devam etmek isteyen öğrenciler için temel Arapça eğitimi vermek amaçlanır. Üniversitelerde ise daha ileri seviyede Arapça eğitimi verilerek öğrencilerin bu dili okuması, yazması, konuşması ve anlaması beklenir. Çünkü bu aşamada öğretilen din bilimlerinin kaynağını oluşturan klasik eserler çoğunlukla Arap dilinde kaleme alınmıştır. Bu bağlamda Arap dilini iyi bilmenin bahsi geçen fakültelerde öğrenim gören öğrencilerin akademik başarısını artırabileceği söylenebilir.
Öğrencilerin bir derse karşı tutumlarını ölçmek hem öğretmen hem öğrenci adına o dersten daha verimli sonuçlar almak hususunda büyük önem arz eder. Çünkü öğrencilerin derse yönelik olumsuz tutumları onların derse gereken önemi vermemelerine ve dolayısıyla da derslerinde başarısız olmalarına sebep olabilir. Bunun yanı sıra öğrencilerin derse yönelik olumlu tutumlarının ise o dersteki başarı oranını artıracağı tahmin edilmektedir. Bu sebeple İlahiyat/İslamî İlimler Fakültesi öğrencilerinin Arapçaya yönelik olumlu veya olumsuz tutumlarının, onların akademik başarılarına pozitif veya negatif yönde etki edebileceği düşünülmektedir.
Bu araştırmada amaçlanan husus, İlahiyat/İslamî İlimler Fakültesi öğrencilerinin Arapça dersine yönelik tutumları ile akademik başarıları arasındaki ilişkiyi tespit etmektir. Araştırmanın örneklemini 2021-2022 eğitim öğretim döneminde Bitlis Eren Üniversitesi İslamî İlimler Fakültesi’nden 96 kız 50 erkek olmak üzere toplamda 146 öğrenciden meydana gelmektedir. Araştırmada model olarak nicel araştırma yöntemlerinden ilişkisel tarama modeli uygulanmış ve “Kişisel Bilgi Formu” ile “Arapça Dersine Yönelik Tutum Ölçeği” kullanılmıştır. Araştırmada elde edilen verilerin analizi SPSS 21 istatistik paket programı ile yapılmıştır. Demografik özelliklerin belirlenmesi için betimsel istatistikler kullanılmıştır. Grup sayısı iki olan karşılaştırmalar için “Bağımsız Örneklemler için T-Testi”, grup sayısının ikiden fazla olduğu karşılaştırmalarda ise “Tek Yönlü Varyans Analizi - ANOVA” kullanılmış farklılığın kaynağını belirlemek amacıyla da “Tukey HSD” çoklu karşılaştırma testi kullanılmıştır. Katılımcıların Arapçaya yönelik tutum ve akademik başarı düzeyleri ile arasındaki ilişkiyi belirlemek amacıyla “Pearson Korelasyon Testi” uygulanmıştır. Araştırma sonucunda cinsiyet, hazırlık okuma, haftalık Arapça dersine ayrılan zamanın ve mezun olunan lise değişkeni ile Arapça dersine yönelik tutum arasında anlamlı farklılık belirlenmemiştir. Ancak sınıf düzeyi değişkeni ile Arapça dersine yönelik tutum ölçeği duyuşsal alt boyutunda 1. sınıfların puan ortalaması 3. ve 4. sınıf öğrencilerinin puan ortalamasında yüksek olduğu tespit edilmiş, anlamlı farklılık bulunmuştur. Ayrıca öğrencilerin akademik başarıları ile Arapça dersine yönelik tutumları arasında anlamlı bir farklılık saptanmamıştır.
Human, as social being, is born with the need to communicate with the other living creatures around him/her, especially other people. Language, the unchanging phenomenon of human history, is one of the most critical communication elements. Individuals and societies have communicated with spoken and written language from the past to the present. People who communicate through language have made progress by transferring each other's cultures, beliefs, and the science they produce. Therefore, knowing a language means communicating with the society that speaks that language and the individuals of that society, taking something from them in a cultural sense and giving something to them. For this reason, language has always been one of the essential elements to be thought about, learned, and taught throughout history.
The Arabic language, after English, is the second largest language spoken outside of its own community. The most important reason for this is that the language of the Qur'an, the holy book of Islam, is Arabic, and people of this religion tend to learn Arabic to know and live their religion better. The Arabic language is indispensable for those who are academically interested in Islamic sciences. It is thought that it will not be possible to progress in religious sciences, to understand and interpret the sources related to the subject correctly without knowing Arabic.
In Turkey, Arabic is widely taught in Imam Hatip High Schools and Faculties of Theology/Islamic Sciences as well as official and unofficial madrasas. Imam Hatip High Schools aims to provide primary Arabic education for students who want to continue in the relevant field in higher education. In universities, on the other hand, more advanced Arabic education is offered, and students are expected to read, write, speak, and understand this language. Because the classical works that constitute the source of the religious sciences taught at this stage were mostly written in Arabic. In this context, it can be said that knowing the Arabic language well can increase the academic achievement of the students studying at these faculties.
Measuring students' attitudes towards a lesson is of great importance in terms of getting more productive results from that lesson on behalf of both the teacher and the student. Because students' negative attitudes towards the lesson may cause them not to give the necessary importance to the lesson and thus to fail in their lessons. In addition, it is estimated that the students' positive attitudes towards the lesson will increase the success rate in that lesson. For this reason, it is thought that the positive or negative attitudes of the Faculty of Theology/Islamic Sciences students towards Arabic may have a positive or negative effect on their academic achievement.
This survey research aimed to determine the relationship between the attitudes of the Faculty of Theology/Islamic Sciences students towards the Arabic lesson and their academic achievements. The research sample consisted of a total of 146 students, 96 girls and 50 boys, from the Faculty of Islamic Sciences of Bitlis Eren University in the 2021-2022 academic year. A relational screening model was used in this research. In addition, "Personal Information Form" and "Scale of Attitude Towards Arabic Lesson" were used in the research. The data in the research was analyzed using IBS SPSS. Descriptive statistics were made to determine demographic characteristics. "T-Test for Independent Samples" was used for comparisons with two groups, and "One-Way Analysis of Variance - ANOVA" was used for comparisons with more than two groups, and the "Tukey HSD" multiple comparison test was used to determine the source of the difference. "Pearson Correlation Test" was applied to determine the relationship between the attitudes and academic achievement levels of the participants towards Arabic. The result of the research showed that there was no significant difference was found between the variable of gender, being a preparatory student, the time allocated to the Arabic lesson weekly and the high school graduated from, and the attitude towards the Arabic class. However, in the affective sub-dimension of the grade level variable and scale of attitude towards the Arabic lesson, the mean score of the 1st graders were found to be higher than the mean score of the 3rd and 4th grade students, and a significant difference was found. Also, no significant difference was found between the students' academic achievements and their attitudes towards the Arabic lesson.
Arabic Language and Rhetoric Arabic Language Education Attitude Theology Academic Achievement
Primary Language | Turkish |
---|---|
Subjects | Religion, Society and Culture Studies |
Journal Section | Research Article |
Authors | |
Publication Date | June 30, 2022 |
Acceptance Date | June 24, 2022 |
Published in Issue | Year 2022 |
Bu eser Creative Commons Alıntı-GayriTicari-Türetilemez 4.0 Uluslararası Lisansı ile lisanslanmıştır.