Arap edebiyatının klasik dönemi olarak kabul edilen Câhiliye döneminden modern döneme kadar kadın imgelemi farklı edebi türlerde kendini gösteren bir unsurdur. Gerek şiir gerekse nesir olsun farklı edebi yapıtlarda yazarlar ve şairlerin kullandığı temalardan biri de kadın mefhumu olmuştur. Câhiliye şiirindeki gazel temasında genellikle aşk ve güzelleme bağlamında kendini gösteren kadın, modern dönem Arap edebiyatının önemli türlerinden öyküde yazarların üzerinde durduğu ve başkahraman olarak yapıtlarında yer verdikleri önemli bir öge olarak karşımıza çıkmaktadır. Arap coğrafyasının farklı bölgelerindeki öykü yazarları, toplum içinde kendini ispat etmeye çalışan, ataerkil toplum yapısı içerisinde özgür bir birey olarak varlık mücadelesi veren kadın hakkında öyküler kaleme almıştır. Yazdığı öykülerle Arap öykücülüğünde önemli bir yere sahip olan Suriyeli edebiyatçılardan Ülfet el-İdlibî’nin kadın imgelemesine bakışı ve öykülerinde kadın karakterini kullanımı ise diğer öykü yazarlarından farklı yapıdadır. Yazdıkları öykülerde Filistin problemi gibi daha çok siyasi ve ideolojik konuları tercih eden çoğu Arap öykü yazarından farklı olarak Ülfet el-İdlibî öykülerinde, yaşadığı toplumda aile ve aile içerisinde kadın mefhumu üzerinde durmaktadır. Realist bir bakış açısına sahip olan el-İdlibî, öykülerini doğrudan yaşadığı çevreden ve toplumdan beslenerek kaleme almıştır. Bu bağlamda el-İdlibî’nin öykülerinde kadın teması, geleneksel Suriye ailesinde kadının konumu ve değeri, aile hayatında kadının karşılaştığı problemler, eski gelenekler ve yeni akımlar arasında kadının aile bireyleri arasında varlık mücadelesi gibi konularda kendini gösterir. Yazarın “Mavi Perdeler” (السَّتَائِر الزُّرْق) isimli öyküsü bahsi geçen üslupta yazdığı öykülerine güzel bir örnektir. “Mavi Perdeler” temel olarak, çocukları olmaması sebebiyle yıkılmanın eşiğine gelen bir ailenin dramını konu etmektedir. Öykünün anlatıcısı rolündeki başkahraman olan koca karakteri, annesini razı etmek ya da karısıyla evliliğini devam ettirmek arasında kalmış, ikilem içerisinde bocalamaktadır. Annesi ondan, çocuk dünyaya getiremeyen mevcut eşinden boşanmasını, komşusu olan daha genç bir kızla evlenmesini istemekte ve bu kızdan çocuk yapması için oğluna durmadan baskı yapmaktadır. Ama başkahraman olan koca karakterinin, son derece uyumlu olan, severek evlendiği ve halen âşık olduğu eşinden de bir türlü boşanmaya gönlü razı değildir. Hikâyede anlatılan bu alışıldık konunun satır aralarında ise yazar birbirinden farklı üç kadın karakterinin kıyaslamasını yapmaktadır. Söz konusu kadın imgelemeleri, geleneksel kültürü temsil eden anne, yuva yıkma pahasına da olsa kendi menfaatini düşünen komşu kız ve anlatıcı olan başkahramandan sonra öykünün en önemli kahramanı olan eş karakterleridir. el-İdlibî son derece bilindik bir aile çatışması bağlamında, Suriye toplumundaki aile yapısı içerisinde yer alan kadını üç farklı tiplemeyle betimlemektedir. Çalışmamızda “Mavi Perdeler” isimli öykü örneği temelinde Ülfet el-İdlibî’nin öykülerinde kadının yeri ve edebiyata yansıması ele alınmaktadır. Bu bağlamda ilk olarak Arap edebiyatında öykünün kısa bir tarihçesi ve yazarımız Ülfet el-İdlibî’nin hayatı, eserleri ve edebi kişiliği konu edilmektedir. Ardından yazarın farklı öykülerinden örneklerle hikâyelerinde kadın karakterini nasıl ele aldığı ve betimlediği üzerinde durulmaktadır. Daha sonra ise yazarın “Mavi Perdeler” isimli öyküsü, konusu ve olay örgüsü, zaman ve mekân sınırlılıkları, kahraman profilleri ve özellikle kadın kahramanları, öykünün perspektifi ve anlatım teknikleri, dil ve üslup özellikleri açısından incelenmektedir. Çalışmanın sonunda da öykünün çevirisi ek olarak verilmiştir.
From the classical period of Arabic literature known as the Jahiliyyah era to the modern era, the portrayal of women has been a recurring element across various literary genres. Whether in poetry or prose, one of the themes frequently utilized by writers and poets is the concept of womanhood. In the ghazal genre of Jahiliyyah poetry, women typically manifested themselves within the contexts of love and admiration; whereas in modern Arabic literature, particularly in the genre of short stories, women emerge as significant elements upon which authors focus and whom they integrate as main characters in their works. Short story writers from various regions of the Arab world have penned narratives concerning women who strive to assert themselves within society, contending as liberated individuals within patriarchal structures. Unlike many Arab short story writers who predominantly engage with political and ideological subjects such as the Palestinian issue, Ulfet al-Idlibi, a prominent Syrian author renowned for her short stories, adopts a distinctive approach in her depiction and utilization of female characters. Rather than delving into politically charged narratives, al-Idlibi's stories center on the institution of family and the role of women within it within her societal context. Possessing a realist perspective, al-Idlibi draws inspiration directly from her environment and society in crafting her narratives. Consequently, themes related to women in her stories encompass the position and value of women within traditional Syrian families, the challenges encountered by women within family life, and the struggle for existence among family members amid traditional customs and contemporary trends. Her story "The Blue Curtains" (الستائر الزرق) serves as an exemplar of her stylistic approach. "The Blue Curtains" primarily narrates the plight of a family on the brink of collapse due to their inability to conceive children. The protagonist, portrayed as the narrator, finds himself torn between appeasing his mother's demands for him to divorce his current wife—who has been unable to bear children—and marry a younger woman from the neighborhood in hopes of having offspring. However, the protagonist, despite his harmonious relationship with his wife, whom he loves deeply and remains devoted to, is reluctant to divorce her. Implicit within this conventional narrative lies the juxtaposition of three distinct female characters: the mother, representing traditional culture; the neighbor girl, who prioritizes her own interests even at the expense of breaking up a family; and the protagonist's wife, portrayed as the most significant character in the story following the narrator himself. Al-Idlibi portrays the woman within the Syrian societal framework through these three typified characters, each embodying different facets of familial conflict. This paper, based on the example of the short story "The Blue Curtains", explores the position of women in Ülfet al-Idlibi's stories and their reflection in literature. It begins by providing a brief history of the short story in Arabic literature and delves into the life, works, and literary persona of Ülfet al-Idlibi. Subsequently, it examines how the author addresses and portrays female characters in her various stories through examples from different narratives. The focus then shifts to the analysis of "The Blue Curtains", exploring its plot, characters, time and space limitations, character profiles—especially those of the female characters—narrative perspective, and stylistic features such as language and tone. The paper concludes with a translation of the short story as an appendix.
Arabic Language and Rhetoric Syrian Short Story Ulfat al-Idlibī Women in Literature Blue Curtains
Primary Language | Turkish |
---|---|
Subjects | Arabic Language and Rhetoric |
Journal Section | Research Article |
Authors | |
Publication Date | June 30, 2024 |
Submission Date | April 6, 2024 |
Acceptance Date | June 26, 2024 |
Published in Issue | Year 2024 |
Bu eser Creative Commons Alıntı-GayriTicari-Türetilemez 4.0 Uluslararası Lisansı ile lisanslanmıştır.