Son dönemlerde dünyanın çeşitli yerlerinde mazlum insanlara karşı işlenen katliamlar, soykırımlar ve zulümler insanlığın vicdanını rahatsız etmektedir. Bu tür menfur hadiseler karşısında dünyanın dört bir yanından farklı tonlarda ve düzeylerde tepkiler yükselmektedir. Ancak bu tepkiler, çoğu zaman yalnızca söylem düzeyinde kalmakta, fiilî ve sonuç doğurucu bir etki ortaya koyamamaktadır. Özellikle Uygur Türkleri ve Gazze’deki Müslümanların maruz kaldığı insanlık dışı eylemler Müslümanların yüreğini sızlatmakta, ellerinden maddî destek ve boykot gibi sınırlı yardım seçenekleri dışında bir şey gelmemesi bu sızıyı artırmaktadır.
Bu acı tablo karşısında Müslüman devletlerin birlik olamayışları, ittifak ve dayanışmadan uzak bir görüntü sergilemeleri; ayrıca devlet başkanlarının mazlum halklara gadredenlere karşı görünür fizikî bir müdahalede bulunamayışları, Müslüman halkları derinden üzmekte ve gönüllerini yaralamaktadır. Bu durum aynı zamanda İslam dünyasında kolektif bir acziyet duygusuna da sebep olmaktadır.
Müslümanların herhangi bir fizikî müdahalede bulunamamalarının gerekçeleri arasında karşılarındaki güçlerin veya onları destekleyenlerin çok kuvvetli olduğu ve kaybedeceğini bile bile bir savaşa girmenin ne kadar mantıksız olduğu da yer almaktadır. Bu düşünce tarzı dikkatle incelendiğinde, Müslümanların galibiyet anlayışlarında önemli bir değişim yaşandığı görülmektedir.
Modern dönemde galibiyet olgusu genelde maddî ilerleme, teknolojik üstünlük ve askerî güçle ilişkilendirilmiş, bu maddî üstünlük ile karşı tarafa kurulan hakimiyet ve otorite galip sayılmak için yeterli görülmüş, işin manevî boyutları ihmal edilmiştir. Galibiyetin yalnızca dünyevî sonuçlara indirgenmesi yaygın bir anlayış hâline gelmiştir. Tarih boyunca galibiyet anlayışları çeşitli dönüşümler geçirmiş Müslümanlar da bu modern algıdan şu veya bu şekilde etkilenmiştir.
Bu modern algının eksikliklerini tamamlamak ve yanlışlıklarından da korunmak için Müslümanların en temel bilgi kaynağı olarak gördükleri Kur’ân’da meselenin nasıl ele alındığının incelenmesi önem arz etmektedir. Kur’ânî perspektif, galibiyetin hem dünyevî hem de uhrevî boyutlarını dikkate alan daha derinlikli ve bütüncül bir yaklaşım sunmaktadır. Bu sebeple biz de çalışmamızda Kur’ân’da galibiyet kavramının (ğ-l-b kökü ve türevlerinin) geçtiği ayetleri inceleyerek bu kavrama yüklenen anlamları ortaya koymaya çalıştık. Bununla Kur’ân’da galibiyet ve mağlubiyet konusunun nasıl ele alındığını irdeleyerek galiplerin özellikleri, galibiyetin şartları ve mağlubiyetin sebepleri gibi konunun temel noktalarına Kur’ân’ın yaklaşımını belirlemeyi amaçladık.
Çalışmada evvela ğ-l-b kökü ve müştaklarının geçtiği ayetler tespit edilmiş, ardından bu ayetlerin içinde bulunduğu bağlamlar dikkate alınarak kelimenin ifade ettiği anlamlar belirlenmeye çalışılmıştır. Bunun neticesinde benzer anlamları ifade eden ayetler tematik analiz yöntemiyle gruplandırılmış ve Kur’ân’da galibiyet kavramının farklı yönleri ortaya konulmaya çabalanmıştır. Bunlar yapılırken klasik ve modern tefsir literatürü taranarak ilgili ayetler hakkında yapılan yorum ve değerlendirmelerden de istifade edilmiştir. Böylece galibiyet kavramının Kur’ân’daki anlam dünyası ve kullanım bağlamları kapsamlı bir şekilde analiz edilmiştir. Böylece günümüz Müslümanlarının kendi toplumsal, siyasî ve dinî durumlarını daha sağlıklı değerlendirebilmelerine imkân sunacak bir teorik zemin oluşturulması hedeflenmiştir.
Elde edilen veriler neticesinde Kur’ân’da galibiyetin mutlak anlamda Allah’a ait olduğu açık bir şekilde dile getirilmiştir. Allah’ın yardım ettiklerini kimsenin yenemeyeceği, yardımsız bıraktıklarına da kimsenin yardım edemeyeceği zikredilerek Allah’ın yardımı ile galibiyet arasındaki sıkı bağa vurgu yapılmıştır. Allah’ın müminlere yardım etmeyi kendine bir hak olarak yazdığı böylece inananların galip geleceği, buna karşın inkâr edenlerin ise mağlup olacağı bildirilmiştir. Allah yolunda savaşanların her hâlükârda galip gelecekleri ifade edilmiştir. Bunların zahiren mağlup olsalar bile Allah katında alacakları ecir ve mükafat itibariyle hakiki anlamda galip oldukları belirtilmiştir. Bu durum galibiyetin Kur’ân’da yalnızca maddî üstünlük ve dünyevî zaferle sınırlandırılmadığını, aksine manevî başarıların ve Allah katındaki karşılığın da galibiyet kapsamında değerlendirildiğini göstermektedir. İlgili ayetlerde altı çizilen hususlardan biri de galibiyetin sayısal üstünlük ve maddî güçten ziyade Allah’ın yardımı, sabır, iman ve tevekkülle ilgili olduğudur.
In recent times, massacres, genocides, and acts of oppression committed against oppressed peoples in various parts of the world have disturbed the conscience of humanity. In the face of such heinous incidents, reactions of varying tones and intensities have been raised worldwide. However, these reactions often remain at the level of discourse and fail to produce any tangible or result-oriented impact. In particular, the inhumane acts to which the Uyghur Turks and the Muslims in Gaza have been subjected deeply wound the hearts of Muslims, and the fact that they can offer nothing more than limited forms of assistance, such as material support or boycotts, only intensifies this pain.
The inability of Muslim states to unite in the face of this painful picture, their lack of alliance and solidarity, as well as the failure of heads of state to make a visible physical intervention against the infidels who persecute our Muslim brothers and sisters, deeply saddens Muslim peoples and hurts their hearts. This situation also causes a collective sense of helplessness in the Islamic world.
Among the reasons cited for Muslims’ inability to intervene physically is the argument that the disbelievers or those who support them—the powers behind them—are extremely strong, and that entering an unwinnable war would be irrational. When this line of thinking is examined closely, it becomes evident that there has been a significant shift in Muslims’ perception of the concept of victory.
In the modern period, victory was generally associated with material progress, technological superiority, and military power, and this material superiority and the dominance and authority established over the other side were considered sufficient to be victorious. At the same time, the spiritual dimensions of the matter were neglected. Reducing the concept of victory solely to worldly outcomes has become a widespread understanding. Muslims, whose knowledge of victory has undergone various transformations throughout history, have also been affected by this modern perception in one way or another.
To address the deficiencies of this modern perspective and to avoid its misconceptions, it is essential to examine how the issue is addressed in the Qur’an, which Muslims consider their most fundamental source of knowledge. The Qur’anic perspective offers a more profound and holistic approach that considers both the worldly and the spiritual dimensions of victory. For this reason, in our study, we have tried to reveal the meanings attributed to this concept by analyzing the verses in which the idea of victory (ğ-l-b root and its derivatives) is mentioned in the Qur'an. Thus, we aimed to determine the Qur'an's approach to the subject's main points, such as the characteristics of the victorious, the victory conditions, and the causes of defeat, by examining how the Qur'an deals with the subject of victory and defeat.
In this study, verses containing the root ğ-l-b and its derivatives were first identified, and then the meanings of the word were determined by considering the contexts in which these verses appear. As a result, verses with similar meanings were grouped using thematic analysis, and an effort was made to reveal the different aspects of the concept of victory in the Qur'an. Classical and modern exegetical literature was reviewed, and interpretations and evaluations of the relevant verses were also utilized. Thus, the conceptual world and contextual usage of the concept of victory in the Qur'an were comprehensively analyzed, and the aim was to establish a theoretical foundation that would enable contemporary Muslims to evaluate their own social, political, and religious situations more accurately.
As a result of the data obtained, it was seen that the victory in the Qur'an belongs to Allah, that no one can defeat those whom He supports, that the believers will be victorious in any case, and that those who disbelieve will be defeated. It has been determined that victory is related to Allah's help, patience, faith, and tawakkul rather than numerical superiority and material power.
| Birincil Dil | Türkçe |
|---|---|
| Konular | Tefsir |
| Bölüm | Araştırma Makalesi |
| Yazarlar | |
| Gönderilme Tarihi | 17 Temmuz 2025 |
| Kabul Tarihi | 7 Kasım 2025 |
| Yayımlanma Tarihi | 30 Aralık 2025 |
| Yayımlandığı Sayı | Yıl 2025 Cilt: 25 Sayı: 2 |
Bu eser Creative Commons Alıntı-GayriTicari-Türetilemez 4.0 Uluslararası Lisansı ile lisanslanmıştır.