Hz. Peygamber (s.a.s.) insanla ilgili her alanda ümmetine örnek olarak gönderilmiş bir elçidir. Onun gerek eylem ve gerekse de davranış bakımından ortaya koyduğu model, sünnet olarak isimlendirilmektedir. Dolayısıyla Allah’ın insanlığa gönderdiği örnek şahsiyetin fiillerinin yanında ona isnat edilen her söz, din dili açısından bir değer yargısı içermektedir. Fasih bir dil çevresinde yetişen ve kendi çağında konuşulan Arapçanın dil varlığını bütün yönleri ile aktif olarak kullanan Hz. Peygamber, Kur’an’da kendisine verilen ilahi hakikatleri beyan etme görevi gereğince iletmek istediği mesajları muhataplarına etkin ve dinamik bir şekilde aktarmıştır. Dilbilimsel açıdan bakıldığında kendine özgü üsluba sahip olduğu anlaşılan Resûlullah, Müslümanlar için ideal rol model olması çerçevesinde insanlarla iletişim kurma konusunda da takip edilmesi gereken bir sünnet ortaya koymuştur. Onun kendi dönemindeki fasih Arapçanın anlatım tekniklerini etkin bir şekilde kullandığı ifade üslupları, şekil ve muhteva açısından yukarıda temel nitelikleri anlatılan çatı bir kavram olan sünnetinin bir parçasını oluşturmaktadır. Bu nedenle ona isnat edilen ifadeler üzerinde yapılacak dilbilimsel analiz ve değerlendirmeler, peygamberlik vazifesi uyarınca geliştirdiği nebevî söylemin bir parçası olarak ele alınmalıdır. Bu tespiti doğrulayan en önemli kanıtlardan birisi, Hz. Peygamber’e ait olan anlatımlara genel olarak bakıldığında hiçbir surette söz israfının yapılmamış olmasıdır. Çünkü onun bakış açısına göre söz, boşa harcanmaması gereken değerli bir olgudur.
Hadislerin dilbilim açısından irdelenmesine geçilmeden önce Hz. Peygamber’e isnat edilen ve manen rivayet edilen sözlerin onun üslubu konusunda güvenilir bir malzeme olup olmaması konusunun ele alınması gerekmektedir. Dil araştırmaları bağlamında hadislerde yer alan manevi rivayet meselesinin ele alındığı tek alan, normatif ve kural koyucu bir ilim olan nahivdir. Kaldı ki, hadislerin mutlak anlamda nahivde istişhâd için kullanılabileceğini savunan İbn Hişâm ve İbn Mâlik gibi otorite olarak kabul edilen dilciler vardır. Belagat felsefesinin gelişiminde önemli rol oynayan bazı kaynak metinlerin yazarları olan Ebû Hilâl el-Askerî, İbn Reşîk el-Kayravânî, Abdulkâhir el-Cürcânî ve et-Taftâzânî gibi dilbilimciler, hadislerin manen rivayet edilmesi meselesini tartışmamışlardır. Dilbilim açısından hadisler, Hz. Peygamber’in üslubunu yansıtan klasik Arapçanın dil varlığının kaynaklarından birisi olup hadislerin manen rivayet edilmesi konusu, özellikle belagat araştırmalarında herhangi bir problem teşkil etmemektedir. Ayrıca sahih hadis kitaplarında Resûlullah’a isnâd edilen ifadelere bakıldığında onun üslup özelliklerini tespit etme noktasında sıkıntı yaratacak lafız farklılıklarının olmadığı anlaşılmaktadır.
Hz. Peygamber’e ait olan bir ifade üzerinde yapılacak dilbilimsel bir çalışma tabiatı itibari ile bir üslup ve söylem analizidir. Bu açıdan bakıldığında Hz. Peygamber’in genel manada insanlarla, daha özelde ise çocuklarla iletişiminde kullandığı anlatımların dilbilimsel açıdan değerlendirilmesinin hareket noktası, onun ontolojik açıdan insan varlığına bakışının temel ögelerini doğru bir şekilde tespit etmektir. Buradan hareketle ifade edilebilir ki; Hz. Peygamber insanı, Allah’ın muhatap alıp yarattığı saygın ve değerli bir varlık olarak görmektedir. Dolayısıyla o, küçük-büyük, erkek-kadın her insanın değerli olduğunu söz ve fiillerinde ortaya koymuş ve bu konuda müstesna bir örneklik sergilemiştir.
Hz. Peygamber çocuklarla olan iletişiminde onların bilişsel gelişim seviyelerine uygun bir ifade üslubu benimsemiştir. Buna göre zaman zaman muhatap aldığı çocukların idrak ve anlayış kapasitesine göre onlara yetişkinlerin anlayabileceği üst düzey mesajlar vermiştir. Bazen de çok sevdiği kuşu öldüğü için kalbi kırık bir çocuğu teselli etme amacı ile şiirsel formda bir anlatım kullanmıştır. Dolayısıyla onun çocuklarla olan iletişiminde ortaya koyduğu üslup özellikleri, anlatım tekniği bakımından oldukça etkin ve dinamik bir görünüm arz etmektedir.
Bu makalede Hz. Peygamber’in genel olarak çocuklar hakkında, özel olarak onlarla olan diyaloglarında kullandığı ifadeler, örnekler üzerinden dilbilimsel açıdan incelenmiştir. Araştırma sonucunda elde edilen verilerin interdisipliner hadis çalışmalarına katkı sağlayacağı düşünülmektedir.
Görüş ve eleştirileri ile çalışmaya katkı sağlayan Mesut Kaya ve Mustafa Demir’e teşekkür ederim.
Summary
The Prophet Mohammed (p.b.u.h.) is a messenger sent as an example to his ummah in every field related to human beings. The model he put forward in terms of both action and behavior is called sunnah. Therefore, besides the actions of the exemplary personality that Allah sent to humanity, every word attributed to him includes a value judgment in terms of the language of religion. The Prophet, who grew up in a fluent language and actively used the linguistic presence of Arabic, which was spoken in his own age, with all its aspects, effectively and dynamically conveyed the messages he wanted to convey in accordance with his duty to declare the divine truths given to him in The Qur'an. From a linguistic point of view, The Messenger of Allah, who had a unique style, set a model that should be followed in communicating with people within the framework of being an ideal role model for Muslims. The styles of expression, in which he used the expressive techniques of the fluent Arabic language effectively in his own period, form a part of his sunnah, which is a general concept, the basic features of which are described above in terms of form and content. For this reason, linguistic analysis and evaluations to be made on the statements attributed to him should be considered as a part of the prophetic discourse he developed in accordance with his prophetic mission. One of the most important evidences confirming this determination is that; when we look at the expressions based on The Prophet in general, there is no waste of words in any way. Because, from his point of view, speech is a valuable phenomenon that should not be wasted.
Before proceeding to the examination of the hadiths in terms of linguistic evaluation, it is necessary to consider whether the words attributed to The Prophet and generally narrated are reliable materials about his style. In the context of language studies, the only field in which the issue of generally narration in the hadiths is dealt with is Arabic grammar, which is a normative and rule-making science. Moreover, there are linguists who are accepted as authorities, such as Ibn Hisham and Ibn Malik, who argue that hadiths can be used as an testify in Arabic grammar in the absolute sense. Linguists such as Abu Hilal al-Askeri, Ibn Rashik al-Kayravani, Abdolkahir al-Jorjani and al-Taftazani, who are the authors of some source texts that played an important role in the development of the philosophy of rhetoric, did not discuss the issue of the generally transmission of the hadiths. In terms of linguistics, the hadiths are one of the sources of the language existence of classical Arabic, which reflects the style of The Prophet, and the issue of spiritual transmission of the hadiths does not pose any problem, especially in rhetoric studies. In addition, when we look at the expressions attributed to The Messenger of Allah in the authentic hadith books, it is understood that there are no differences in wording that would cause trouble in determining his stylistic features.
A linguistic study to be made on an expression belonging to The Prophet is a style and discourse analysis in nature. From this perspective, the starting point of the literary evaluation of the expressions used by the The Prophet in his communication with people in general and with children in particular is to correctly identify the basic elements of his ontological view of human existence. From this point of view, it can be stated that; The Prophet sees human beings as a respected and valuable being whom Allah has addressed and created. Therefore, he revealed in his words and actions that every human being, whether small or large, male or female, is valuable, and he set an exceptional example in this regard.
The Prophet adopted a style of expression suitable for their cognitive development levels in his communication with children. Accordingly, from time to time, he gave high-level messages that adults could understand, according to the comprehension and understanding capacity of the children he dealt with. Sometimes, for example, he used a poetic expression in order to console a child who was heartbroken because his beloved bird died. Therefore, his stylistic features in his communication with children show a very active and dynamic appearance in terms of expression technique.
In this article, the expressions that The Prophet used about children in general and in his dialogues with them in particular were examined linguistically through examples. Contribution of the data obtained as a result of the research to interdisciplinary hadith studies.
Arabic language Linguistics Eloquence Sunnah Hadith Child Literary Style
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Sanat ve Edebiyat |
Bölüm | Araştırma Makalesi |
Yazarlar | |
Erken Görünüm Tarihi | 30 Aralık 2021 |
Yayımlanma Tarihi | 30 Aralık 2021 |
Kabul Tarihi | 29 Kasım 2021 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2021Cilt: 21 Sayı: 2 |
Bu eser Creative Commons Alıntı-GayriTicari-Türetilemez 4.0 Uluslararası Lisansı ile lisanslanmıştır.