İnsanlık tarihinin en eski dillerinden biri olarak kabul edilen Arapça, Kur’ân-ı Kerîm’in dili olması hasebiyle konuşulduğu bölgenin sınırlarını aşmasının ötesinde tüm Müslümanların ibadet dili olmuştur. İnsanlığa rehber olarak gönderilen Kur’ân-ı Kerîm, doğal olarak Hz. Muhammed’in (sallâllahu ‘aleyh ve sellem) yaşamış olduğu toplumun diliyle nazil olmuştur. Bununla beraber. Kur’ân-ı Kerîm’in dilinin Arapça olmasının başka hikmekleri de bulunmaktadır. İnsanoğlu tabiatı itibariyle süslü ifadeleri ve sanatsal sözleri seven bir varlıktır. Bu yüzden; kitleleri etrafında toplayanlar, soyut bilimsel ifadeler kullananlar değil, sanatsal sözler ve renkli tasvirlerle duygulara hitap eden hatipler olmuştur. Etkili bir anlatımın en önemli aracı olan dil, insanlar, toplumlar veya bireyler arasındaki ilişkilerde çok önemli bir rol oynamış ve dilin kullanım şekline ve ustalığına bağlı olarak değer görerek tarihte yer edinmiştir. Kur’ân-ı Kerîm edebiyatta doruk noktasında olduğundan, ona inanan ve ona gönül veren insanlar, ilk dönemlerden beri Kur’ân'ı doğru okumak ve anlamak gayesiyle, dönemin kendine özgü edebi üslubunu göz önünde bulundurarak çeşitli çalışmalar ortaya koymuşlardır. Meâni’l-Kur’ân, Ğarîbu'l-Kur’ân, Te’vîlu Muşkili’l-Kur’ân ve İ‘râbu'l-Kur’ân gibi eserler, bu çalışmalara örnek verilebilir. Bu tür çalışmaların yanı sıra Kur’ân’ı anlamak için Arapça tüm yönleriyle incelenmiş, günümüze kadar bu alanda birçok çalışma kaleme alınmıştır. “Terakkî” ve “tedellî” üslupları da, belagatçıların ilgisini çeken iki olgudur. “Terakkî” ve “tedellî” üsluplarından her biri Kur’ân’ı Kerîm’in birçok konusu bağlamında kullanılmıştır. Terakkî üslubu, aynı cins ve sınıftan oluşan şeyleri küçükten büyüğe, zayıftan güçlüye ve azdan çoğa doğru sıralamaktır. Tedellî ise bunun tam tersi olup, bahsi geçen şeyleri yukarıdan aşağıya, çoktan aza ve güçlüden zayıfa doğru zikretmektir. Bu üslup muktezâ-ı hale uygundur, sunulan delilleri güçlendirir ve muhatap için sözü daha etkileyici hale getirir. Zira Arapçada kelimeler önem, öncelik ve uyumluluk sırasına göre dizilirler. Bu dizimin birçok amacı var. Bu uyum, Arapça kelimenin güzelliğini daha da artırır. Çünkü Arapça’da kelimeler, ya başka bir kelimenin sıfatı olurlar ya da mevsuf olurlar. Sıfat veya mevsufun dizilişinde “terakkî” ve “tedellî” üslupları önemlidir. Bu üsluplar, dilin güzelliğini göstermekte ve Arapların bu üslupları ne kadar iyi kullandıklarını ortaya koymaktadır. Sıfat sahibi yüce ve şerefli ise, sıfat onunla büyüklük kazanır. Bazen de sıfat, anlatılan kişinin görkemini ortaya çıkarmak için zikredilir. Kur’ân-ı Kerîm, nazil olduğu toplumun dil karakterine uygun olduğundan o toplum tarafından kolaylıkla anlaşılabilen bir kitap olmuştur. İçindeki belagat figürlerinin tamamı Arap dil özellikleri sınırları içindedir. Daha sonraki açıklamaların çoğu, eski Arap şiirinden seçilmiş örneklerle yapılmıştır. Terakkî ve tadellî üslupları, Arap dili ve belagatının önemli güzelliklerinden biri olarak kabul edilir. Belâgat âlimleri, cümle ve kelimelerle ilgili edebî ve anlamsal unsurlara bakmışlar ve ortaya çıkardıkları her güzelliğe bir isim bulmuşlardır. Bu unsurlardan biri de terakkî ve tedelli üslubudur. Bu üsluplar Kur’ân-ı Kerim'de kullanıldığı gibi Peygamberimiz de birçok hadisinde bu üslupları kullanmıştır. Bu iki üslup, Kur'ân-ı Kerîm'deki durumun gerektirdiği duruma uygun olup, delilleri meydan okumada ve bağlayıcılıkta daha beliğ, muhatabı ikna etmek için daha güçlü kılar. Belagatçılar ve yorumcular bu iki üsluba özellikle dikkat etmişlerdir. Çünkü bu üslup sözü daha tatlı hale getirir ve muhatabı etkiler. Ayrıca bu üslup, Kuran'ın icaz yönünü ortaya koyan unsurlardan biridir. Bu iki olgu Kur’ân-ı Kerîm’in birçok konu sadedinde kullanılmıştır. Bu çalışmada ise meânî ilminin takdîm ve ta’hîr konusunun alt başlığı niteliğindeki terakkî ve tedellî üslupları Kur’ân’ı Kerîm’deki bazı örnekler eşliğinde incelenmeye çalışılacaktır.
Arabic, one of the oldest languages in the history of humanity, has become the language of worship for all Muslims, beyond the borders of the region where it is spoken, thanks to the fact that it is the language of the Qur'an. The Holy Qur'an, which was sent as a guide to humanity, was naturally revealed in the language of the society in which the Prophet Muhammad lived. Human is a being who likes ornate expressions and artistic words in terms of his general nature. That's why; Those who gather the masses around are not those who use abstract scientific expressions, but rather the orators who appeal to emotions with artistic words and colorful depictions. Language, which is the most important tool for an adequate expression, has played a very important role in human relations, societies or individuals have been valued depending on the way and mastery of language use, and has found a place in history to the extent of this value. Since the Holy Qur'an is at its peak in literature, people who believe in it and give their hearts to it have made various studies to read and understand it correctly from the first period, taking into account the unique literary style of the Qur'an in the direction of divine command. Works such as Meâni'l-Qur'an, Ğarîbu'l-Qur'an, Te'vîlu Muskil'l-Qur'an, and I'râbu'l-Qur'an are the works that have been done for the understanding of the Qur'an since the early periods. In addition to such works, the Arabic language has been examined in every aspect to understand the Qur'an, and many studies have been made and are being carried out in the field of Arabic Language and Rhetoric until today. “Taraqqī” and “Tadallīan” styles are two phenomena that attract the attention of rhetoricians. Each of the styles of “Taraqqī” and “Tadallī” has been used in many subjects of the Qur'an. The style of terakkî is to list people of the same gender and class, from small to large, from the least to the most, from the weak to the strong. Tadellî is the opposite of this, and it is to order the mentioned things from top to bottom. This style is suitable for the muktaza situation, strengthens the evidence presented, and becomes more impressive for the addressee. In Arabic, words are arranged in order of importance, priority, and compatibility. This line-up has many purposes. This harmony further enhances the beauty of the Arabic language. In Arabic, words either qualify or become adjectives for another word. All the eloquence figures in it are within the borders of Arabic language characteristics. Many of the later commentaries were made with selected examples from ancient Arabic poetry. Taraqqī and Tadallī styles are considered as one of important beauties of Arabic language and rhetoric. The scholars of rhetoric have looked at the literal and spiritual elements related to sentences and words and have come up with a name for each beauty they have uncovered. These two styles are in accordance with the situation required by the situation in the Supreme Qur'an, making the evidence more eloquent in challenging and binding, and stronger to convince the addressee. Rhetoricians and commentators have paid particular attention to these two styles. Because this style makes the word sweeter and affects the addressee. In addition, this style is one of the elements that reveal the I’jaz aspect of the Qur'an. In this study, these two styles will be examined in the light of some examples in the Holy Qur'an.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Din Araştırmaları, Din, Toplum ve Kültür Araştırmaları |
Bölüm | Araştırma Makalesi |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 30 Haziran 2022 |
Kabul Tarihi | 25 Haziran 2022 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2022Cilt: 22 Sayı: 1 |
Bu eser Creative Commons Alıntı-GayriTicari-Türetilemez 4.0 Uluslararası Lisansı ile lisanslanmıştır.