Hz. Peygamber’in torunu Hz. Hüseyin’in ve yakınlarının öldürüldüğü Kerbela olayının meydana geldiği günden bugüne kadar büyük etkiler bıraktığı malumdur. Olayın sadece tarihî bir olay olmadığını, dinî, sosyal, siyasî, hukukî, ekonomik ve kültürel boyutlarının olduğunu görüyoruz. Bu kadar önemli etkiye sahip bir olayın İslâm mezhepleri tarafından farklı değerlendirmelere tabi tutulacağı açıktır. Bu makalede İslâm dünyasında en çok mensubu bulunan Ehl-i Sünnet mezhebinin Kerbela olayı hakkındaki görüşü, Eş‘arî (324/935-6), Gazzâlî (505/1111), Ebû Bekr İbnu’l-‘Arabî (543/1148), İbn Teymiyye (728/1328), İbn Kesîr (774/1373) ve İbn Haldûn (808/1406) gibi âlimlerden hareketle ele alınmaktadır. Çalışmada Ehl-i Sünnet’in tek bir görüşte olmadığı, birbirine zıt görüşleri bünyesinde barındırdığı ortaya konmaktadır. Ehl-i Sünnet âlimlerinin görüşlerini, Yezid’i yergide aşırıya gidenler, ihtiyatlı davrananlar ve Hz. Hüseyin’in ayaklanmak suretiyle hata ettiğini söyleyenler olmak üzere üç grupta toplamak mümkündür. Ancak bunların içinde ihtiyatlı olmayı savunan grup daha çok taraftara ve etkiye sahiptir. Bu durumun Ehl-i Sünnet’in uç görüşleri törpüleyerek merkeze çekme çabasıyla ilgili olduğunu düşünüyoruz.
It is known that the Karbala Event, in which the grandson of the Prophet (pbuh) was killed / martyred, left great impacts behind since its occurrence. We see that it was not only a historical event, but also was a religious, social, political, judicial, economical and cultural one. It is pretty obvious that such an event like Karbala would have been taken seriously and analyzed differently by Islamic sects. In this article, the Karbala Event will be dealt based on the views of following scholars such as; Ash‘arî (324/935-6), Ghazzâlî (505/1111), Abû Bakr Ibn al-‘Arabî (543/1148), Ibn Taymiyya (728/1328), Ibn Kathîr (774/1373) ve Ibn Khaldûn (808/1406). It was proved that scholars of Ahl al-Sunnah did not have the same single view; instead, they had developed their own version of judgments. It is possible to say that scholars took different approaches in dealing with the issue: Basically they were three groups: The first group was who went too far in criticizing Yazid, the second one who was approaching cautiously to the issue, the third group was claiming that Hz. Husain was in mistake in his revolt. And, the second group who had cautious approach towards to the issue had more supporters and impact. We tend to think that it was because of the tendency of Ahl al-Sunnah who was favour of having smooth approaches and rejecting radical ones.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Din, Toplum ve Kültür Araştırmaları |
Bölüm | Araştırma Makalesi |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 31 Mayıs 2010 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2010 |
Bu eser Creative Commons Alıntı-GayriTicari-Türetilemez 4.0 Uluslararası Lisansı ile lisanslanmıştır.