Bu çalışma, haklarında hem tevsik hem de tekzib ifadesi bulunan raviler üzerinden söz konusu tearuzun muhtemel sebeplerini ortaya koymayı amaç edinmektedir. Bu sebeple İbnü’l-Cevzî’ye (öl. 597/1201) ait ed-Duafâ ve’l-metrûkîn adlı kitapta yer alıp yalancılıkla nitelenmiş yüz kişi rastgele tespit edilmiştir. Rical kitapları esas alınmak suretiyle söz konusu örneklem grubu hakkında diğer münekkitlere ait değerlendirmelere de ulaşılarak öncelikle tearuz oranı tespit edilmiştir. Yaptığımız incelemeler neticesinde bu oranın %12 olduğu tespit edilmiştir. Bir başka ifadeyle yalancı olduklarına dair herhangi bir ifadeyle nitelenen yüz râvînin, %88’i hakkında herhangi bir tevsik ifadesi tespit edilmemiştir. Söz konusu netice, cerh-ta‘dîl değerlendirmelerinde hâkim olan tutarlılığa işaret eden bir bulgudur. Bununla birlikte tespit edilen tearuzun incelenerek gerekçelerinin ortaya konulması da gerekmektedir. Rical tenkit faaliyetlerinin değişik zaman ve muhtelif mekânlarda oluşması dikkate alındığında söz konusu tearuzu açıklayacak çeşitli gerekçeler ortaya konulabilir. Bu gerekçelerden ilki; hoca-talebe ilişkisidir. Bu ilişki uzun süreli birlikteliği gerektirmekte olup öğrencinin hocasını daha yakından tanımasına imkân vermektedir. Onu yakından tanımayan bir kimse tarafından yalancılıkla nitelenen herhangi bir râvi, uzun süre yanında bulunup hakkında daha geniş bilgiye sahip olan öğrencisi tarafından tevsik edilebilmektedir. Teâruzun varlığı hakkında dile getirilebilecek ikinci husus ise tenkitte aşırılıktır. Özellikle itikadî farklılıklar yer yer herhangi bir râvînin yalancı sayılmasına sebep olabilmiştir. Bir başka gerekçe de râvînin güvenilir ya da yalancı sayılmasına dair kanaat ortaya koyan kimsenin, rical tenkit sahasındaki yetkinliğiyle alakalıdır. Münekkit olmayan ya da rical tenkidinde değerlendirmeleri dikkate alınmayan kimseler diğer münekkitlerin kanaatleriyle tam olarak çelişki halinde olan görüşler ortaya koyabilmişlerdir. Muhaddislerden bir kısmı birçok meşakkate katlanmak suretiyle farklı coğrafyalara rıhleler gerçekleştirmişlerdir. Gittikleri coğrafyaya yabancı olma, özellikle çok uzun mesafeler katetme ve rıhle faaliyetinin geniş bir zaman gerektirmesi gibi hususlar, bu yolculuklar esnasında bilgi elde etme ve onu muhafaza etmeyi doğrudan etkilemektedir. Dahası ihtilafa sebep olan kişi, tenkide konu olan râvî ile aynı şehir/bölgeden değilse bu ihtimal daha da belirgin hale gelmektedir. Çünkü herhangi bir râvînin öncelikle kendi beldesinde yaşayan münekkitler tarafından daha iyi tanınması tabii olan bir durumdur. Râvînin yaşam öyküsündeki değişim de hakkında birbiriyle çelişik değerlendirmelerin yapılmasına sebep olabilmektedir. Özellikle yaşam öyküsünün bir kısmına şahit olan bir münekkit ile söz konusu râvînin bütün hayatını gözlemleyen ve ondaki değişim üzerinden değerlendirmede bulunan başka bir münekkit arasında ihtilaf söz konusu olabilmektedir. Tevsik-tekzib tearuzunda tenkidin kapsamı da işaret edilmesi gereken bir durumdur. Tenkide konu olan râvînin rivayetlerinin incelenmesi ve bu inceleme sonucu hatalı rivayetlerin kaynağına dair ortaya konulan bulgular aslında onun aceleyle tekzib edildiğini ve öncesinde var olan yalancılık suçlaması karşısında bir tearuza sebep olunduğunu gösterebilmektedir. Bir başka ifadeyle şayet eleştiriye konu olan ravinin rivâyetleri yeterli derecede incelenmeseydi yalancılık dışı kusurlar tespit edilemeyecek ve böylelikle ilgili râvi hakkındaki yalancılık iddiası daha güçlü olacaktı. Ancak hem hakkında dile getirilen tevsik iddiası hem de rivayetlerindeki problemin başkasından kaynaklanma ihtimali aslında söz konusu râvinin yalancı olamayacağına işaret etmektedir. Netice itibarıyle oransal olarak aşırı bulunmasa da rical tenkidinde değerlendirmede bulunan bazı münekkit/kişilerin diğer münekkitler karşısında, yalancılıkla nitelenen râvîler hakkında tearuza düştükleri görülmektedir. Genel olarak râvîler hakkındaki çelişkili değerlendirmelerin var olmasının nedeni, ictihad farklılığı, rical tenkit değerlendirmelerinin çeşitli zaman ve mekânlarda gerçekleşmesi ile ilgilidir. Yalancılıkla nitelenmiş raviler hakkında tespit edilen ittifak oranı dikkate alındığında cerh-ta‘dîl faaliyetlerinin tutarlı bir şekilde gerçekleştiği de ifade edilmelidir.
This article aims to reveal the possible reasons for the contradictory over the narrators who have been described both as liar and thiqa. For this reason, one hundred narrators described as liars in the book called al-Ḍuʿafāʾ wa-l-matrūkūn belonging to Ibn al-Jawzi (d. 597/1201) were randomly determined. Firstly, the disagreement rate was determined by reaching the evaluations of other critics about the sample narrator group in question. This rate is 12% according to our findings. In other words, we did not see any evaluation about 88% of those narrators described as being liars indicating that they were thiqa. The ratio shows the consistency prevailing in the evaluations of al-Jarh al-Ta’dil. However, the existing contradiction also needs to be interpreted. Considering the fact that rijal criticism activities occur in different times and places, various arguments can be said to explain the reasons of the contradictory in question. The first one is the teacher-student relationship. The relationship requires long-term togetherness and allows the student to get to know his teacher better than others. A teacher accepted a liar by someone who does not know him closely may be qualified as thiqa by his student. The second point about the existence of contradiction is the exaggeration of criticism. Particularly, the differences in creed could cause any narrator to be considered as a liar from time to time. Likewise, the competence of the critic who has an evaluation on the trustworthy or lying of the narrator in this field is also an important issue. The ones who were not accepted as critics or whose opinions were not taken into account in the rijal criticism were able to reveal conflicting views with the famous critics. Some of the muhaddiths have travelled (rihla) to different territories by enduring many hardships. Issues such as being a stranger to the places they travelled, the very long distance travelling and the need for the long term accommodation directly affected the acquisition and preservation of evaluation about transmitters during the journeys. Moreover, that possibility becomes even more evident when the person causing the conflict is not a fellow countryman of the narrator, the subject of criticism. Because it is natural for any narrator to be better known, first of all, by the critics living in his own town. The change in the narrator's life story may also cause contradictory evaluations about him. Conflict is inevitable between the critic witnessing a part of his life story and another critic observing the whole life of the narrator and evaluating his changes. It should also be said that the scope of the criticism is important in the thiqa-liar contradictory. As a result of the analysis, the examination of the narrations and the findings about the source of the erroneous narrations reveal that the narrator was rapidly dismissed, thus causing a dispute against the pre-existing accusation of lying. If his narrations had not been adequately examined, the claim of lying about him would have been stronger and any evaluations other than laying would have been revealed. However, both the qualify as thiqa and the fact that the problem in his narrations originates from someone else indicates that he cannot be a liar. As a result, it is seen that some critics, even if less, disagree with other critics about the narrators who are described as lying. The reasons for the contradictory evaluations about narrators is related to the ijtihad and different times and places. Considering the agreed evaluation rate, it should be stated that jarh-ta’dil activities have a consistent appearance.
Hadith Rijal criticism Alleging of trutsworthy Alleging of being liar Contradictory.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Din Araştırmaları |
Bölüm | Araştırma Makalesi |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 30 Aralık 2022 |
Kabul Tarihi | 30 Kasım 2022 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2022 |
Bu eser Creative Commons Alıntı-GayriTicari-Türetilemez 4.0 Uluslararası Lisansı ile lisanslanmıştır.