Knowledge is a relationship between subject and object. From the very first moment that human beings exist, they have found an activity related to knowledge. Therefore the history of knowledge is as old as the history of mankind. Knowledge theory examines knowledge, one of the three main themes of philosophy, together with its ontology and value. In the history of philosophy there have been those who think that knowledge is possible, and who claim that knowledge is not possible. Those who think that knowledge is possible have accepted that there are four sources of it: sense, experiment, reason and intuition. Although there is no general belief in Western and Islamic thought it is thought that in mysticism and sufistic schools the senses and intelligence are inadequate and even deceptive to obtain knowledge. While the way of obtaining definite knowledge is called intuition in the Western thought, in Islamic thought is used for such information inspiration (kashf) or heart knowledge. One of the advocates of inspiration (kashf)/heart knowledge both theoretically and practically is Abu’l-Hasan al-Harakânî. According to him, one can obtain such knowledge. This article aims to examine Harakânî’s knowledge understanding from philosophical and sufistic perspective.
Bilgi, bilen ve bilinen arasındaki bir ilişkidir. İnsan var olduğu ilk andan itibaren bilgi ile ilgili bir etkinlik içinde bulunmuştur. Dolayısıyla bilginin tarihi insanlık tarihi kadar eskidir. Bilgi teorisi, felsefenin varlık ve değer ile birlikte üç ana konusundan biri olan bilgiyi incelemektedir. Felsefe tarihinde bilginin mümkün olduğunu düşünenlerin yanı sıra, bilginin mümkün olmadığını iddia edenler de olmuştur. Bilginin mümkün olduğunu düşünenler duyu, deney, akıl ve sezgi olmak üzere onun dört kaynağının olduğunu kabul etmişlerdir. Batı ve İslâm düşüncesinde genel bir kanı olmasa da mistik ve tasavvufî ekollerde duyuların ve aklın bilgiyi elde etmede yetersiz ve hatta aldatıcı olduğu düşünülmüştür. Batı düşüncesinde kesin bilgiyi elde etmenin yolu sezgi olarak adlandırılırken, İslâm düşüncesinde ise bu tür bilgi için keşf veya kalbî bilgi kavramı kullanılmıştır. Keşfî/kalbî bilgiyi hem teorik hem de pratik açıdan savunanlardan birisi de Ebu’l-Hasan Harakânî’dir. Ona göre, insan böyle bir bilgiyi elde edebilir. Bu makale, Harakânî’nin bilgi anlayışını felsefî ve tasavvufî bakış açısından incelemeyi amaçlamaktadır.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Felsefe |
Bölüm | Araştırma Makalesi |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 30 Haziran 2018 |
Kabul Tarihi | 18 Haziran 2018 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2018 |
Bu eser Creative Commons Alıntı-GayriTicari-Türetilemez 4.0 Uluslararası Lisansı ile lisanslanmıştır.