The first comprehensive work of Hanafi usûl (legal theory) literature is Cessâs’s al-Fusûl fi'l-usûl. This work contains important information about the tradition of the imâms of Hanafi madhab (school of law) up to the author’s time. Later, Debûsî conveyed the existing knowledge of Hanafi usûl thought, especially the work of Cessâs, in his work named “Taqwimul Adillah” and reshaped it with his own contributions in terms of subject classification and concepts. Although these two works are accepted as the founding texts of the Hanafi usûl literature, the two prominent works in terms of their impact on the later literature are Usûlü'l-Pezdevî and Usûlü’s-Serahsî.
Serahsî, in his work named Usûl, which is considered as one of the two classical works of the Hanafi usûl literature, narrates the controversial issues within the sect and makes objections to some of the views and evaluations of the Hanafi scholars preceded him. Serahsî, who criticizes some of the views he conveyed as “erroneous”, also gives his personal opinion and preference on these issues by using phrases such as “According to me”, “Authentic opinion on this issue is” etc. Serahsî stated that he did not prefer the views of some Hanafi scholars such as Kerhî, Cessâs, and Halvânî in some of the controversial issues within the sect and expresses his personal opinion on the relevant issue. Moreover, on some issues, he objects to the mashayiqh of a region, by pointing to the region for example “Iraqi mashayiqh (jurist scholars)”. The two concepts that should be followed carefully regarding the controversial issues within the sect in Usûlü’s-Serahsî and the objections of Serahsî to the views of some Hanafi scholars are “ashâb (companions)” and “mashayiqh”. In many issues, Serahsî criticizes the view that he conveyed by referring to a Hanafi scholar without mentioning the name of the opinion holder with phrases such as “one (some) of our mashayiqh”, “one (some) of our late jurist scholars (mutaakhirun)” and sometimes “one of our ashâb” and expresses his own opinion on the issue. Although it is important what the personal opinion of Serahsî is in the related issues, it is also important in terms of the history of Hanafi usûl literature to determine to which Hanafi scholar the views he conveyed without specifying who the opinion holder is, belongs to. As a matter of fact, the determination of which Hanafi scholar's opinion are the objections mentioned in various issues and different contexts throughout this work can also offer possible answers to the question of what the main sources of Usûlü’s-Serahsî are. In some research studies in this area, it was determined that Serahsî benefited from the Taqwimul Adillah, but also revised this work in some ways. However, it can be stated that to what extent Serahsî benefited from Debûsî's work, and to have clearer information about his attitude towards this work, a comprehensive comparison is needed between these two works.
The similarity between the usûl (legal theory) works of Pezdevî and Serahsî, who lived in the same period and the same region, has also been discussed in some studies in this field. Although some researchers have expressed important opinions on the question of what the relationship between these two works is, the evaluations on this issue have yet to be expressed at the level of estimation, and some studies on different aspects of this issue need to be made to make clearer determinations. In this article, we will try to show that the controversial issues within the sect in the usûl literature provide us with material on this subject.
The names of Debûsî and Pezdevî are not mentioned at all in Usûlü’s-Serahsî. However, some of the views that Serahsî objected to without mentioning his name explicitly, belonged to Debûsî, who died fifty years before him, and to Pezdevî, who was raised in the same region with him and whose dates of death are very close to each other, are can be determined by comparing the opinions and explanations in their work. In this study, the objections of Serahsî to the views of Debusî and Pezdevî will be determined, and in the context of these objections, an evaluation will be made about the use of Debûsî and Pezdevî's works and their attitude towards these works. It is seen that the person whom he objected to his opinion without mentioning his name is Debûsî on some issues such as husun-qubuh, tahsisu’l-illah, the reason for the fasting, the meaning of the preposition (أو), the distinction between iktizâ and hazf, the effect of the opposition of ahl al-bid’ah on the ijma(consensus), the narration of a written text and the meaning of the conditional preposition. The person whom Serahsî objected to his opinion on some issues such as the judgment of analogy with istihsan, the vucub about child and the child's right to talaq, without mentioning his name is Pezdevî.
Hanefî usûl literatürünün ilk kapsamlı eseri Cessâs’a ait el-Fusûl fi’l-usûl’dür. Bu eser, Hanefî mezhebi imâmlarından kendi dönemine kadarki usûl birikimine dair önemli bilgiler ihtiva etmektedir. Daha sonra Debûsî, Takvîmü’l-edille isimli eserinde Cessâs’ın eseri başta olmak üzere Hanefî usûl düşüncesine dair mevcut birikimi sistematik bir şekilde nakletmiş, özellikle konu tasnifi ve kavramlar bakımından kendi katkıları ile yeniden şekillendirmiştir. Bu iki eser Hanefî usûl literatürünün kurucu metinleri olarak kabul edilmekle birlikte sonraki literatüre etkisi bakımından öne geçen iki eser Usûlü’l-Pezdevî ve Usûlü’s-Serahsî olmuştur.
Serahsî, Hanefî usûl literatürünün iki klasik eserinden biri olarak kabul edilen Usûl adlı eserinde mezhep içi ihtilaflı meseleleri de nakletmekte ve kendisinden önceki Hanefî usûl âlimlerinin bazı görüş ve değerlendirmelerine yönelik itirazlarda bulunmaktadır. Naklettiği bazı görüşleri “hatalı” olarak nitelendirerek eleştiren Serahsî bu meselelerdeki şahsî görüş ve tercihini de “Bana göre”, “Bu konudaki sahih görüş” vb. sarih bir ifade ile belirtmektedir. Serahsî naklettiği mezhep içi ihtilaflı meselelerin bir kısmında Kerhî, Cessâs ve Halvânî gibi bazı Hanefî âlimlerin ismini zikrederek görüşünü nakledip bu görüşü tercih etmediğini ifade etmekte ve ilgili meseledeki şahsî görüşünü belirtmektedir. Yine bazı meselelerde bir bölgenin meşâyıh grubuna işaret ederek mesela “Irak meşâyıhına” itiraz etmektedir.
Usûlü’s-Serahsî’deki mezhep içi ihtilaflı meselelere ve Serahsî’nin bazı Hanefî usûl âlimlerinin görüşlerine yönelik itirazlarına dair dikkatli bir şekilde takip edilmesi gereken iki kavram “ashâb” ve “meşâyıh”tır. Serahsî, pek çok meselede “meşâyıhımızdan birisi (bazıları)”, “meşâyıhımızın müteahhirûn âlimlerinden birisi (bazıları)” bazen de “ashâbımızdan birisi (bazıları)” şeklinde görüş sahibinin ismini zikretmeksizin Hanefî bir âlime nispet ederek naklettiği görüşü eleştirmekte veya zikredilen görüşü tercih etmediğini ifade edip kendi kanaatini belirtmektedir. İlgili meselelerde Serahsî’nin şahsî kanaatinin ne olduğu önemli olmakla birlikte görüş sahibinin kim olduğunu belirtmeksizin naklettiği görüşlerin hangi Hanefî âlime ait olduğunun tespit edilmesi de Hanefî usûl tarihi açısından önem arz etmektedir. Nitekim bu eser boyunca muhtelif meselelerde ve farklı bağlamlarda zikredilen bu itirazların hangi Hanefî âlimin görüşüne yönelik olduğunun tespit edilmesi Usûlü’s-Serahsî’nin temel kaynaklarına dair yapılacak değerlendirmeler için de bir malzeme teşkil edebilir. Bu alandaki bazı araştırmalarda Serahsî’nin Takvîmü’l-edille’den yararlandığı fakat bununla birlikte bazı açılardan bu eseri “revize ettiği” ifade edilmiştir. Bununla birlikte Serahsî’nin Debûsî’nin eserinden hangi ölçüde yararlandığı ve bu esere yönelik tutumuna dair daha net bilgi sahibi olabilmek için bu iki eser arasında kapsamlı bir mukayese yapılmasına ihtiyaç bulunduğu ifade edilebilir.
Aynı dönemde ve aynı bölgede yaşamış olan Pezdevî ve Serahsî’nin usûl eserleri arasındaki benzerlik de bu sahadaki bazı araştırmalarda ele alınmıştır. Bu iki eser arasındaki ilişkinin ne olduğu sorusuna dair bazı araştırmacılar tarafından önemli kanaatler ifade edilmiş olmakla birlikte bu konudaki değerlendirmeler henüz tahmin düzeyinde ifade edilmiş olup daha net tespitlerin yapılabilmesi için bu meseleye dair farklı açılardan da bazı araştırmaların yapılması gerekmektedir. Bu makalede usûl literatüründeki mezhep içi ihtilaflı meselelerin bu konuda bize bir malzeme sunduğu gösterilmeye çalışılacaktır.
Usûlü’s-Serahsî’de Debûsî ve Pezdevî’nin isimleri hiç zikredilmemektedir. Bununla birlikte Serahsî’nin açıkça isim zikretmeksizin itiraz ettiği bazı görüşlerin kendisinden elli küsur sene önce vefat etmiş olan Debûsî’ye, bazılarının ise kendisi ile aynı bölgede yetişmiş olan ve vefat tarihleri de birbirine çok yakın olan Pezdevî’ye ait olduğu ilgili meselelerin bu iki âlimin eserlerindeki görüş ve açıklamaları ile mukayese edilmesi durumunda tespit edilebilmektedir. Bu çalışmada Serahsî’nin, Debûsî ve Pezdevî’nin görüşlerine yönelik itirazları tespit edilerek bu itirazlar bağlamında Serahsî’nin usûl eserinde Debûsî ve Pezdevî’nin eserlerinden istifadesi ve bu eserlere yönelik tutumuna dair bir değerlendirme yapılacaktır. Serahsî’nin naklettiği mezhep içi ihtilaflı meseleler arasında yer alan hüsün-kubuh, illetin tahsisi, orucun vücub sebebi, (أو) edatının vazedildiği anlam, iktizâ ile hazf ayrımı, nassın işareti ile sabit olan mananın tahsisi, bidat ehlinin muhalefetinin icmanın gerçekleşmesine etkisi, bazı hadis türlerinde mana ile rivayet, yazılı bir metnin rivayeti ve şart edatının anlamı gibi bazı meselelerde ismini zikretmeksizin görüşüne itiraz ettiği kişinin Debûsî olduğu görülmektedir.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Din Araştırmaları |
Bölüm | Araştırma Makalesi |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 30 Haziran 2021 |
Kabul Tarihi | 12 Nisan 2021 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2021 |
Bu eser Creative Commons Alıntı-GayriTicari-Türetilemez 4.0 Uluslararası Lisansı ile lisanslanmıştır.