Hakikat kavramı felsefenin ana
meselelerinden biri olan epistemolojinin üzerinde durduğu en temel konulardan
biridir. Pragmatizm ve bu akımın en önemli temsilcilerinden biri olan William
James’in ortaya koymuş olduğu hakikat düşüncesi, felsefe tarihi sürecinde
ortaya konan hakikat teorilerine orijinal bir katkı sağlamıştır. James’e kadar
olan dönemde hakikat bulunmayı bekleyen bir maden gibi keşfedilmeyi bekliyor ve
bir yerlerde mevcuttur diyenler olduğu gibi, hakikat diye bir şey yoktur ve
asla ulaşılamaz diyenler de olmuştur. James’in bu sürece getirdiği yenilik ise
hakikat ne bulunmayı bekleyen bir maden gibidir, ne de ulaşılmaz bir şeydir anlayışıdır.
Ona göre hakikat, tecrübi hayatın içerisinde, dinamik bir süreçtir ve
insanların ihtiyacına göre icat edilir.
The concept of
truth is one of the most fundamental issues that epistemology examines and
emphasizes. Pragmatism and the truth revealed by William James, one of the most
important representatives of this movement, made an original contribution to
the theories of truth that were put forward in the history of philosophical
history. Until James, there are those who advocate that there is no such thing
as truth and that there is no place for it to be discovered where as there are
those who say that truth is somewhere waiting to be discovered like a mine. The
innovation that James brings to this process is the understanding that truth is
neither like a mine waiting to be discovered nor is it inaccessible. According
to him, truth is a dynamic process within the experiential life and invented
according to the needs of the people.
Konular | Felsefe |
---|---|
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 31 Aralık 2017 |
Kabul Tarihi | 27 Aralık 2017 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2017Cilt: 17 Sayı: 2 |
Bu eser Creative Commons Alıntı-GayriTicari-Türetilemez 4.0 Uluslararası Lisansı ile lisanslanmıştır.