Islam has two main sources, the Qur’an, and the Sunnah. Allah (swt) stated in the Quran the things he wanted to convey to His servants and to be implemented by them. He appointed the Prophet (pbuh) to declare those messages to people. The verses that were revealed gradually over twenty-four years were explained by the Prophet (pbuh) and Muslims put them into practice. The issues that the companions did not understand or misunderstood were clarified through the Prophet (pbuh).
After the Prophet (pbuh) passed away, he task of explaining the Qur’an was handed over to his companions and then to his followers. In later generations, many commentary works were written to understand and explain the Qur’an. The commentaries written by compiling great number of narrations from the Sunnah and, if any, from the companions and tabiin to interpret the Qur’an are called narration tafsir. Baghawi’s (d. 516/1122) commentary book named Maâlim al-tanzîl is also a narrative type of commentary and has an exceptional importance in this field.
Baghawi has a say in many Islamic sciences some of those are tafsir, hadith and fiqh. He worked hard to ensure that people could understand and learn easily the life and hadiths of the Messenger of Allah, in short, his sunnah. As a result of this work, he became the person who initiated the method of narrating hadiths without attributions. He applied this method so that people from all walks of life could understand it, he quoted the narrations sometimes by giving the name of the companion narrators and seldom the tabii ones without mentioning the attribution of the hadith. He did this in his Masâbîh al-sunnah. Masâbîh al-sunnah and Sharh al-sunnah are two extremely important works in terms of seeing his competence and success in the field of hadith. While writing his tafsir Maâlim al-tanzîl, of which a surah we examined in our article, he took many narrations from these two hadith books.
In his tafsir, Baghawi, as required by the narration school, made many quotations from the Prophet of Allah (pbuh), his companions and followers. In other words, he used marfu', mavkûf and maktu' narrations. He conveyed the narrations he included in his commentary, sometimes with isnad, (attributing hadith to the one who said) sometimes without isnad, sometimes by quoting the narrator of the companions, and sometimes in an ambiguous manner. The work contains sahih, hasan, non-hasan and weak narrations in terms of authenticity, as well as fabricated narrations, although in small number.
In this study, firstly, information about Baghawi's life and works is given. Later, the sources of the sixteen narrations he used in the Surah al-Shu'ara were identified and their degrees of authenticity were evaluated. While doing this, the following method was followed: First, the places of the narrations conveyed by the author in al-Kutub al-tis'a and other primary sources were determined, and then the differences in attribution and wording between the narrations were pointed out. Then, the opinions of hadith scholars regarding the authenticity of the narrations are given. Following this, our personal opinion is stated by making a brief evaluation. Finally, the methods and practices regarding the use of narration were analyzed.
Although the logic of the narrated school of tafsir is the same, it is known that each tafsir written with this method has its own characteristic. In the article, determinations were made regarding Baghawi's use of hadith within the scope of Surah Al-Shu'ara. We can summarize these findings as follows: Baghawi narrated 16 narrations in the interpretation of Surah Al-Shu'ara. He mentioned 15 of these narrations with isnad and 1 without isnad. Of the 16 narrations referenced by the author, 11 are in Sharh al-sunnah, 7 are in Masâbîh al-sunnah, and 7 are in both of his works. 5 of them could not be identified in either work. 13 of the narrations were identified in al-Kutub al-Tis'a, and 3 of them were identified in other hadith books. When we evaluate the narrations conveyed in the Surah Al-Shu'ara in terms of their sources, it has been determined that all of them are marfu'. In al-Kutub al-Tis'a, Bukhari 7, Muslim 10, Abû Dâvûd 2, Tirmidhi 5, Nasâî 3, İbn Mâjah 2, Ahmad b. Hanbal 9, Dârimî 3 and Malik ibn Enes included 1 narration in his works.
It has been determined that 12 of the 16 narrations we compiled are sahîh, 1 is hasan sahîh garîb, 2 are weak and 1 narration is fabricated.
This study is derived from the master's thesis, which is still in progress, named "The Extraction and Evaluation of Hadiths in the Commentary of al-Baghawi Titled Ma'alim at-Tanzil (Surat al-Furqân, al-Shuarâ, al-Naml, al-Qasas, al-Ankabût And al-Rûm)", (Selçuk University, Social Sciences Institute, Konya).
İslâm’ın, Kur’ân ve Sünnet olmak üzere iki ana kaynağı vardır. Allah (c.c.), insanlara iletmek istediği ve tatbîk edilmesini murâd ettiği hususları Kur’ân’da bildirmiş, bu hususları beyân etme vazifesini Peygamber’ine (s.a.v.) vermiştir. Yirmi üç yılda peyderpey inen ayetler, Peygamber (s.a.v) tarafından açıklanmış, Müslümanlar da hayata geçirmişlerdir. Sahâbenin anlamadığı veya yanlış anladığı hususlar ise bizzat Hz. Peygamber (s.a.v.) vasıtasıyla açıklığa kavuşturulmuştur.
Hz. Peygamber’in (s.a.v.) ebediyete irtihalinden sonra Kur’ân’ı açıklama görevi ashâba, onlardan sonra da tâbiine devretmiştir. Daha sonraki nesillerde Kur’ân’ı anlamak ve açıklamak için birçok tefsir eserleri telif edilmiştir. Müfessirlerin Kur’ân’ı tefsir ederken başta Sünnetten ve varsa sahâbe ve tâbiinden pek çok rivayet naklederek yazdıkları tefsirlere rivayet tefsiri adı verilmektedir. Beğavî’nin (ö. 516/1122) yazmış olduğu Meâlimü’t-tenzîl adlı tefsir kitabı da rivayet türü bir tefsir olup bu alanda müstesna bir yere sahiptir.
Beğavî, İslâmî ilimlerin birçoğunda söz sahibidir. Bunlardan bazıları; tefsir, hadis ve fıkıhtır. Allah Rasûlü’nün hayatını ve hadislerini, kısacası sünnetini insanların anlaması ve kolayca öğrenmeleri hususunda yoğun mesai harcamıştır. Bu çalışmasının bir sonucu olarak, hadisleri isnadsız olarak aktarma metodunu başlatan kişi olmuştur. Her kesimden insanların anlaması için uyguladığı bu metotta, hadisin isnadını zikretmeksizin, bazen sahabe râvisini, çok az da olsa tâbiîni söyleyerek rivayetleri zikretmiştir. Bunu Mesâbîhu’s-sünne’sinde yapmıştır. Mesâbîhu’s-sünne ve Şerhu’s-sünne, kendisinin hadis alanındaki yetkinliğini ve başarısını göstermesi açısından son derece önemli iki eseridir. Makalemizde bir sûresini ele aldığımız Meâlimü’t-tenzîl adlı tefsir kitabını kaleme alırken, bu iki hadis kitabından birçok rivayet almıştır.
Beğavî, tefsirinde rivayet ekolünün gereği olarak öncelikle Allah Rasûlü (s.a.v.) olmak üzere, ashâbı kirâmdan ve tâbiundan çok sayıda nakilde bulunmuştur. Yani o, merfû‘, mevkûf ve maktû‘ rivayetler kullanmıştır. Tefsirine aldığı rivayetleri kimi zaman senedini zikrederek, kimi zaman senedini zikretmeksizin, bazen sahâbî râvisini söyleyerek bazen de muallâk bir şekilde aktarmıştır. Eserde, sıhhat bakımından sahîh, hasen, hasen li ğayrihî ve zayıf rivayetler olduğu gibi sayısı az da olsa mevzû‘ rivayetlere de rastlanmaktadır.
Çalışmamızda ilk önce Beğavî’nin hayatı ve eserleri hakkında bilgiler verilmiştir. Daha sonra Şuarâ sûresinde kullandığı on altı rivayetin tahrîci yapılarak kaynakları tespit edilmiş ve sıhhat dereceleri hakkında değerlendirmede bulunulmuştur. Bunu yaparken şu metod takip edilmiştir: İlk olarak müellif tarafından aktarılan rivayetlerin Kütüb-i tis’a ve diğer aslî kaynaklardaki yerleri tespit edilmiş, sonrasında rivayetler arasındaki isnad ve lafız farklılıklarına dikkat çekilmiştir. Daha sonra ise aktarılan rivayetlerin sıhhatine dair hadis âlimlerinin görüşlerine yer verilmiştir. Devamında kısa bir değerlendirme yapılarak kişisel kanaatimiz belirtilmiştir. Son olarak da rivayet kullanımına ilişkin yöntem ve uygulamalarının tahlili yapılmıştır.
Rivayet tefsir ekolünün mantığı aynı olsa da bu metotla yazılan her bir tefsirin kendine has özelliği ve usulü olduğu malumdur. Makalede, Beğavî’nin Şuarâ sûresi kapsamında hadis kullanımına dair tespitler yapılmıştır. Bu tespitleri şöyle özetleyebiliriz: Beğavî, Şuarâ sûresinin tefsirinde 16 rivayet nakletmiştir. Bu rivayetlerden 15 tanesini isnâdlı, 1 tanesini isnâdsız olarak zikretmiştir. Müellifin müracaat ettiği 16 rivayetin 11’i Şerhu’s-sünne’de, 7’si Mesâbîhu’s-sünne’de, 7’si her iki eserinde birden yer almaktadır. 5 tanesi ise iki eserde de tespit edilememiştir. Rivayetlerin 13’ü Kütüb-i Tis’a içerisinde, 3’ü ise başka hadis kitaplarında tespit edilmiştir. Şuarâ sûresinde aktarılan rivayetlerin, senetlerinin müntehâsı açısından değerlendirdiğimizde tamamının merfû’ olduğu tespit edilmiştir. Kütüb-i Tis’a içerisinde Buhârî 7, Müslim 10, Ebû Dâvûd 2, Tirmizî 5, Nesâî 3, İbn Mâce 2, Ahmed b. Hanbel 9, Dârimî 3 ve Mâlik b. Enes 1 rivayete eserlerinde yer vermişlerdir.
Tahrîç ettiğimiz 16 rivayetten 12’sinin sahîh, 1’inin hasen sahîh garîb, 2’nin zayıf, 1 rivayetin ise mevzû‘ olduğu tespit edilmiştir.
Bu makale yazımı devam etmekte olan “Beğavî'nin Meâlimü't-Tenzîl İsimli Tefsirindeki Hadislerin Tahriç ve Değerlendirilmesi (Furkan, Şuarâ, Neml, Kasas, Ankebût ve Rûm Sûreleri)” başlıklı yüksek lisans tezinden (Selçuk Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Konya) yararlanılarak hazırlanmıştır.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Hadis |
Bölüm | Araştırma Makalesi |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 30 Haziran 2024 |
Kabul Tarihi | 10 Aralık 2023 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2024Cilt: 24 Sayı: 1 |
Bu eser Creative Commons Alıntı-GayriTicari-Türetilemez 4.0 Uluslararası Lisansı ile lisanslanmıştır.