İlkçağdan günümüze kadar engellilere yönelik toplumsal algı ve uygulamaların geçirdiği değişim süreci incelendiğinde, bu algı ve uygulamaların tüm olumlu gelişmelere rağmen daha ziyade engellilerin aleyhinde sonuçlar doğurduğunu söyleyebiliriz. Söz konusu olumsuz sonuçlarda, kuşkusuz ilgili dönemlerde hakim olan ideolojilerin ve kültürel değerlerin önemli etkileri olmuştur. Bu bağlamda, başta Skolastik felsefeye bağlı kaldığı dönemlerde Kilise olmak üzere, dini temsil eden kurumların ve din adamlarının belirleyici rolleri dikkat çekicidir. Tarih boyunca gündeme gelen insan müdahalesine dayalı dinsel sapmaları bir tarafa bıraktığımız takdirde, özü itibarıyla her dinin insanın anlamlı ve huzurlu bir hayata ulaşmasında yardımcı olmayı en büyük amaç edindiğini tespit edebiliriz. Bu çerçevede din, bir yandan huzura ulaştıracak en uygun davranış kalıplarını sunarken, diğer yandan her bireye, gücü ve imkânı ölçüsünde hem toplumsal, hem de bireysel sorumluluklar yükler. Dinî kaynaklarda gündeme getirilen görev ve sorumlulukların ağırlıklı yanını, sevgi, kardeşlik, fedakârlık, dayanışma, yardımlaşma gibi başkalarını dikkate almayı içeren erdemler teşkil eder. Konuya İslam Dini özelinde yaklaştığımızda, hem teorik bilgi ve açıklamalar açısından, hem de uygulama örnekleri açısından dinin engellilere verdiği değerin en uç örneklerini kolaylıkla ortaya koyabiliriz. Genel bir prensip olarak İslam Dini, gerek Hz. Peygamber döneminde, gerekse sonrasında engellilere ve onların bakımlarından sorumlu olanlara yönelik bir taraftan anlamlandırıcı ve rahatlatıcı bilgiler sunarken, diğer taraftan da hayatlarını kolaylaştırıcı ve koruyucu düzenlemeler getirmiştir. Çalışmada söz konusu bilgi ve düzenlemeler, çeşitli uygulama örnekleriyle ele alınıp değerlendirilmiştir.
When we examine closely the processes associated with the changes concerning the social perception of the disabled people in the past, we can say that the end-results of those changes have been consequential and even disadvantageous to the disabled, despite it all the positive developments. The ideologial and cultural values that have pervaded those ages have had influence on the developments and results. The Church and most of the religious foundations have played a major role in this process. In fact, religions have aimed to provide for people a meaningful and peaceful etc. as they present to their members certain conducts and behavioral patterns to attain peace. Again, religions hold their followers responsible in their life. The responsibilities that religions demand from their members include such virtues as love, brotherhood,self-sacrifise, solidarity, compassion and cooperation. As far as Islam is concerned, it too attaches great importance to the protection of the disabled people both, theory and practice. In this essay, we shall examine and evaluate some of the ideas and practices that are employed in this field.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Din, Toplum ve Kültür Araştırmaları |
Bölüm | Araştırma Makalesi |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 30 Eylül 2010 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2010 |
Bu eser Creative Commons Alıntı-GayriTicari-Türetilemez 4.0 Uluslararası Lisansı ile lisanslanmıştır.