Atomculuk nazariyesi âlemdeki birlik-çokluk problemine çözüm bulma sürecinde ortaya atılmış; ancak teori özellikle Antik Yunan’da âlemde bir müdahaleciyi gerektirmeyecek şekilde ortaya konmuş ve ilkeleri de buna göre vazedilmişti. Kelâmcılar bu teoriyi dini düşüncenin bir gereği olarak âlemdeki her bir cüz ile aralıksız ilişki içerisinde olan tanrı anlayışını ortaya koymada bir argüman olarak yeniden formüle ettiler. Âlemin ancak fâil-i muhtar bir tanrı anlayışı ile izah edilebileceğini iddia eden kelâmcılar, bunu cevher-araz teorisiyle mükemmel bir şekilde savundular. Eş'arî kelâmının sistemleşmesinde hatırı sayılır bir katkıya sahip Cüveynî de ne antik düşünürlere ne de Mu'tezileye ait atom düşüncesinin gerçek anlamda fâil tanrı anlayışını ortaya koyamayacağını iddia etmekte ve cevher-araz görüşünü bu ilke üzerinden ortaya koymaktadır.
The atomic theory was put forward in the process of finding a solution to the problem of unity-multitude in the world, but the theory was laid out in such a way that it did not require an interventionist in the realm in Ancient Greece and its principles were laid accordingly. Theologians re-formulated this theory as an argument in revealing the understanding of God, which was interrelated with each particle in the universe as a requirement of religious thought. The theologians, who claim that the world can only be explained by an understanding of God, can be defended in a perfect way by the atomic theory. Cüveynî, who has a considerable contribution to the systematization of Asharizm, claims that neither the ancient thinkers nor the Mu'taziye's atomic thought can truly reveal the notion of omnipotent God.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Din Araştırmaları |
Bölüm | Araştırma Makalesi |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 30 Haziran 2019 |
Kabul Tarihi | 30 Mayıs 2019 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2019Cilt: 19 Sayı: 1 |
Bu eser Creative Commons Alıntı-GayriTicari-Türetilemez 4.0 Uluslararası Lisansı ile lisanslanmıştır.